İbrahim Güçlü
Ben şu an Balıkesir Gömeç’te Karaağaç’ta bir dostumun evinde misafirim. Bu zamana kadar bu bölgeye hiç gelmedim. Bu bölgeyi yeni tanıdım. Misafiri olduğum arkadaşım hastalık geçirmemiş ve kardeşini kaybetmemiş olsaydı, yine de bu Türk bölgesine gelme durumum söz konusu olmazdı. Arkadaşım Fahrettin Açıkbaş, Avusturya’da yaşamını sürdürüyor. Anadolu Kürtlerindendir. Benim aşirete tabidir. Köylerimiz yakındır. Aileler olarak birçok açıdan yakınlığımız ve akrabalığımız var. Bizim en önemli yakınlığımız Kürt olmamızdır. Anadolu Kürtleri nüfusu az olan ve Türk milleti içinde yaşayan bir ulusal topluluk olarak “azınlık psikolojisi” ya da “yabancılık psikolojisinden” dolayı bir özel yakınlığa sahiptirler. Benim Fahrettin arkadaşla yakınlığımız ayrıca Kürt milli Davasının hizmetçisi olmamız, geçmişte örgüt ve siyaset yol arkadaşı olmamızdır.
Arkadaşım Fahrettin Açıkbaş’ın evinin bulunduğu yerde Kürdistan’ın Kuzeyinden ve Güneyinden yaşayan aileler ve bireyler var. Bunların bir kesimi de Almanya’da yaşamlarını sürdürüyorlar. Bir araya gelişlerimiz oluyor. Bu bir araya gelişlerimizde yaptığımız konuşmalardan ortaya çıkan iki önemli, özeli ve geneli olan konuları ele almanın yararlı olacağını düşündüm.
Bu önemli konulardan biri: Bütün Kürtlerin ve özelikle de Kuzey Kürdistanlıların zaman içinde milli mücadele ile ilgili umutlarının zayıfladığı, hatta ortadan kalktığıdır.
İkinci önemli konulardan biri: PKK hakkında ortaya çıkan umutsuzluk ve çaresizliktir.
MİLLİ MÜCADELEDE UMUT VE HEYECAN NEDEN BİTİYOR?
Millî mücadele, milli şuur, bilgi ve siyasetle yürüyen mücadelelerden biridir. Hiç şüphe yok ki örgütlerle ve siyasi partilerle yürür. Millî mücadeleyi asıl sürdüren ve güçlendiren, bağımsızlık ve özgürlük için umut ve heyecan taşımaktır. Umut ve heyecan milli mücadelenin en önemli dinamiklerinden biridir. Millî mücadelenin heyecanı ve umudu bireylerden oluşur. Asıl mili mücadelenin heyecan ve umudunun son bulması, milli mücadele neferlerinin heyecan ve umudunun tükenmesi ve sönmesidir.
Millî mücadelede heyecan ve umut bittiği zaman milli mücadele sönmeye yüz tutar. Millî mücadele içinde olan bireyler de zaman içinde milli mücadeleden uzaklaşırlar.
Bütün milletlerin milli mücadelelerinde de aynı riskler vardır. Ama bu Kürt milli mücadele tarihinde bu risk ve sorun daha büyüktür. Hiç şüphe yok ki bu nedensiz değil ve bireysel bir olay değildir. Toplumsal ve tarihi nedenleri var. Millî mücadeleyi sürdüren zihniyetle de doğrudan bir alakası var.
Bu nedenleri fazla derinleştirmeden ele almak gerekir.
Birinci neden, Kürt milli mücadelesinin çok uzun sürmesidir. Bir milletin milli mücadelesi, tarihi deneylere ve ortaya çıkan devlet oluşumları incelendiği zaman, 20-30 yılda sonuçlanıyorlar. Kürt milli mücadelesi 200 yıldır devam ediyor. Devlet kurma sonucu yaratamadı. Bir dönem sonra da milli mücadele içinde olanlar bir sonuç alamama umutsuzluğu yaratıyor ve milli mücadelenin içindeki çoğu bireyin, mücadeleyi bırakmasına yol açıyor. Şimdilerde özellikle Kürdistan’ın Kuzeyinde böyle bir sonuç yaşanıyor.
Millî mücadelede devlet kurma amacına ulaşmadaki umutsuzluk, milli mücadelede heyecanı ve umudu tüketen ve erozyona uğratan çok temel nedenlerden biridir. Kürt milleti devlet kurmada zamanında amacına ulaşmada umutsuzluk ortaya çıktığından, mücadeleci insanların umudu ve heyecanı da bitiyor.
Kürt milli mücadelesinde amaç tespitindeki tutarsızlık, bilinçlilik ve kararsızlık da milli mücadelenin heyecanın ve umudunu tüketen temel nedenlerden biridir. Özellikle Kürdistan’ın Kuzeyinde bu konu daha sorunlu bir durumdur. Kürdistan’ın Kuzeyinde otonomi, federasyon, devlet konusundaki tutarsızlık, heyecan ve umudu bitiren önemli nedenlerden biridir. Kürdistan’ın Kuzeyinde ki örgüt ve siyasi partiler radikal amaç tespiti yaparken, zamanla bunun bir tutarsızlığa, umut ve heyecan tükenişe yol açacağının hesabı yapılmadı.
Kürdistan’da amaç ile mücadele araçları konusundaki orantısızlık da milli mücadelede umut ve heyecanı tüketen nedenlerdendir.
Bu aynı zamanda amaçla mücadele tarzı arasındaki orantısızlık ve uyumsuzluk da milli mücadelemizde umut ve heyecanı aşındıran çok temel bir enstrümandır. Üstelik de devlet ve silahlı mücadele konusunda radikal bir tutum sahibi olunmasına rağmen, silahlı mücadelenin sürekli ertelenmesi ve zamana yayılması heyecan ve umudun erozyona uğramasından büyük bir olumsuzluğa yol açmıştır.
Kürt milli mücadelesinde ve özellikle Kürdistan’ın Kuzeyindeki milli mücadele milli değerler konusundaki zayıflık, milli mücadele ruhunun güçsüz olması, milli değerlerin güçlendirilmesinde yeterli bir tutarlılık, hazırlıksızlık olunması da milli mücadelede heyecan ve umudun tüketilmesine yol açıyor.
PKK’DA ÇARESİZLİK VE UMUTSUZLUK…
Avrupa’dan gelen gençlerden, Kürdistan’da PKK’lıların heyecan ve umutlarını kaybetmekte olduklarına ilişkin olarak güçlü verili bir durum var.
PKK, bir devlet projesi olmasına rağmen, silahlı mücadeleyi başlatmasından sonra Kürt insanında umut ve heyecan yarattı. Kürtlerin önemli bir kesimi, işin önünü ve arkasına bakmadan, durum analizi yapmadan, getireceklerini ve götüreceklerini hesap etmeden gözü kapalı destek oldular.
Bu durum çok trajik gelişmelerle devam etti. Çok tehlikeli sonuçlara yol açtı. On binlerce Kürt gencinin katledilmesine yol açtı. Milyonlarca Kürt vatandaşının Kürdistan’dan kopmasına ve Türk metropol bölgelerinde perişan olmasına, işsiz ve güçsüz hale gelmesine, asimile olmalarına yol açtı. İçerde büyük tahribat yarattı. Binlerce muhalifin katledilmesi gündeme geldi. PKK, Kürt liderlerini, binlerce yurtsever ve pêşmergenin de katledilmesine yol açtı.
PKK, milli değerler, tarih, dil ve kültür konusunda büyük tahribat yaptı. Kürtleri milli değerlerinden uzaklaştırdı. Millî mücadelenin ruhu, heyecanı, umudu milli değerlerdeki kalite, güçlülüktür. Milli değerlerle donanmayan bir milli mücadele uzun vadeli sürekli içerikli olması olanaklı olmadığı gibi, milli mücadele çalışanlarının, yönetenlerinin de heyecanlarının ve umutlarının sürekli olması olanaklı değildir. Gelinen aşamada PKK bu konuda sıfırı tüketmiş durumdadır. PKK’nın projelendirilmesinde de asıl amaç buydu. Bu nedenle PKK saflarında bir çaresizlik, umutsuzluk var. Heyecan tükenmesi var.
Bu gerçek de, değeri ihalen kabul edilmemekte. PKK’lılar kendi dışındakileri suçlama yoluna gitmektedirler. Oysa kendi kendilerini gözden geçirmeleri, “biz milli mücadeleye ne zarar verdik diye bir muhasebe yapmaları gerekir.”
Gömeç, 13 Temmuz 2021