Batman havzasındaki bitkisel çeşitlilikle kentin oksijen dengesinin sağlanmasında büyük öneme sahip olan ve kentin su kaynağı olan Batman Çayı, organize sanayi bölgesindeki (OSB) kimyasal atıklar, lağım suları, kum ocakları, evsel atıklar nedeniyle ciddi bir tehditle karşı karşıya.
Kıyısına moloz yığınları, kömür atıkları, plastik malzemeler, evsel atıklar ve çöpler dökülüyor. Bunun yanı sıra kayyım yönetimindeki Batman Belediyesi, şehrin kanalizasyon suyunu Batman Çayı’na bağlamasıyla ‘kirlilik’ tehdidi bir üst seviyeye çıktı. Arıtılmadan çaya dökülen lağım suları nedeniyle çevreye kötü kokular yayıyor. Lağım sularının çayda yarattığı kirlilik, suda yaşayan canlı türleri için de tehdit oluşturuyor.
‘SU KAYNAĞI KİRLETİLİYOR’
Ekolojist Hüseyin Akıl, kentin önemli kaynaklarından olan Batman Çayı’nın kirletilmesine tepki gösterdi. OSB tehlikesiyle karşı karşıya kalan çayın kent halkı için hayati önem taşıdığını vurgulayan Akıl, “Bu kente atananlar, kentin doğasına düşman pratikler içinde. Kentin zararına ne varsa hayata geçiriyorlar. Kent halkının nefes aldığı 12 bin yıllık Hasankeyf yok edildi. Doğanın müthiş olduğu yerler yasak bölge ilan edildi. Zorê Vadisi’ne HES yapılmak isteniyor. Şimdi de kent halkının nefes alabileceği ve içme su kaynağı olan çay kirletiliyor” diye konuştu.
ÇAY BÜYÜK TEHDİTLE KARŞI KARŞIYA
Atanmışların aldığı kararlarla kente büyük zararlar verdiğini dile getiren Akıl, “Dicle Nehri ile birleşen ve Basra Körfezi’ne dökülen bu çayın yaklaşık 115 kilometresi kent il sınırları içindedir. Bu çayın kent halkı için önemi büyük. Daha önce buraya kurulan kum ocakları büyük zarar vermişti. OSB, çöp ve lağım suyuyla da zarar veriliyor. Bir ülkenin dereleri, çayları, nehirleri o ülkenin doğal ve kültürel mirasıdır. Çay evsel atıklar, kum ocakları ve lağım sularıyla tehlikeli bir yer haline getirilmiş durumda. Çay büyük bir tehditle karşı karşıya” ifadelerini kullandı.
Çay için kent halkına duyarlılık çağrısında bulunan Akıl, çaya verilen zararların geri dönüşünün olamayacağı uyarısında bulundu. (MA)
