UNESCO tarafından koruma altında bulunan Hevsel Bahçeleri’nin can damarı olan Dicle Nehri yatağında iş makineleri ve kamyonlarla kumların taşınması, Ekspres’in objektiflerine yansıdı. Bu duruma son verilmesini isteyen vatandaşlar, su debisi ile oynandığı için 5 yılda 6 kişinin boğularak öldüğünü hatırlatarak, yetkililere çağrı yaptı.
Diyarbakır‘ın merkez Sur İlçesi’ne bağlı Karpuzlu, Bağıvar ve Çarıklı köylerinin orta kısmında yer alan Dicle Nehri yatağında iş makinelerince kaçak bir şekilde çıkarılan kum ve çakılların kamyonlara yüklenerek taşınması, gazetemiz Güneydoğu Ekspres tarafından görüntülendi.
Bölgede hayvancılık yapan vatandaşlar, nehirde yaşamını yitiren kişilerin aileleri ve köy muhtarı, yetkililere çağrı yaparken, Dicle Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Kılıç da, oradaki canlı türlerinin yok olma tehlikesi altında olduğunu söyledi.
5 YILDA 6 KİŞİ YAŞAMINI YİTİRDİ
7-8 yıldır kaçak bir şekilde Dicle Nehri kıyısında kum ve çakılların taşındığını dile getiren Bağıvar Mahallesi Muhtarı Mehmet İslam Turan, “Bu faaliyetin durdurulması konusunda defalarca şikayet ettik, ama bir çare üretilmedi ve nehirden kum çıkarma çalışmaları sürüyor.
5 yıllık muhtarlık sürecimde kaçak kum çalışmaları nedeniyle 6 kişi yaşamını yitirdi. Doğanın dengesiyle oynadılar. Su debisi nehirde değişince boğulmalar arttı. 2 yıl önce Türkiye sıralamasına giren 3 fen lisesi öğrencimiz nehirde boğularak yaşamını yitirdiler. Halen onların derin acısını yaşıyoruz. Yetkililer biran önce bu duruma el atsın, bu tahribat, ölüm ve doğa katliamına son versin” dedi.
“BU DURUMA SON VERİN” ÇAĞRISI
Bölgede hayvancılık işiyle uğraşan Abdulkadir Akbacı ise, “Yaklaşık 35 yıldır bu köyde dere yatağının kenarında hayvancılıkla uğraşıyoruz. Daha önce Dicle Nehri’nin diğer tarafına hayvanlarımızı götürüp otlatabiliyorduk. Fakat nehrin yatağında yapılan kaçak kum çıkarma çalışmasından kaynaklı çukurlar oluştu ve biz artık hayvanlarımızı rahat bir şekilde nehrin üzerinden karşı tarafa geçiremiyoruz. Hem bizim canımız hem de hayvanlarımızın canı tehlikede. Daha önce burada yüzmek isteyen gençler nehrin içinde açılan çukurlar nedeniyle boğuldu. Gece saatlerinde bu iş makineleri buraya geliyor ve sabaha kadar kum ile çakır çıkarıyorlar ve kamyonlarla taşıyorlar.
Zaman zaman basına yansımasından kaynaklı çalışmayı bira haftalığına durduruyorlar, fakat daha sonra tekrar çalışmayı sürdürüyorlar. Büyük bir tahribat var burada. Doğayı katlediyorlar. Kavak ağaçlarını yerinden koparıyorlar, çimleri yerinden söküyorlar. Devletin kurumlarına buradan çağrı yapıyoruz, bu duruma son verin artık” diye konuştu.
“TAHRİBATTAN KAYNAKLI HAYVANLARIMIZI BESLİYEMİYORUZ”
Hayvancılıkla geçimini sağlayan Abdulkadir’in kuzeni İbrahim Akbacı da şunları söyledi: “Biz burada hayvancılık yapıyoruz, ama burada yapılan tahribattan kaynaklı hayvanlarımızı besleyemiyoruz. Her tarafı kazmışlar, ağaçları katletmişler. Daha önce bu nehirde yürüyerek geçebiliyorduk, iş makineleriyle çıkarılan kumlardan kaynaklı çukurlar oluşmuş, hem bizim hem de hayvanların hayatları tehlikede. Hayvanlarımı yedi kilometre yürüttükten sonra karşı tarafa geçirebiliyorum. Hayvanlar köylülerin buğday tarlasına girince kavga ediyoruz, burayı da talan etmişler, şimdi biz ne yapacağız? Polise şikayet ettiğimizde tamam diyorlar, ama bir çözüm sağlanamıyor.”
ACILI AİLEDEN ÇAĞRI: YENİ ÖLÜMLER OLMASIN
Dicle Nehri kenarına balık tutmaya giden abisi İbrahim’in ayağının kaydığını ve oluşturulan çukurlardan kaynaklı yaşamını yitirdiğini belirten Serkan Yürür ise, “Abim İbrahim, nehrin kenarına balık tutmaya gitti. Ayağı kayınca nehre düştü. 7 saatin ardından cenazesi çıkarıldı. Bu çalışmalara son verilsin, artık kimse burada ölmesin” çağrısı yaptı.
CANLI TÜRLERİNİN ÜREME ZAMANI
Son olarak konuşan Dicle Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı ve Kuş Bilimci Prof. Dr. Ahmet Kılıç, konuya dair gazetemize yaptığı açıklamada, şuan Dicle Nehri yatağında ve içinde balık, mikroorganizma, omurgasız hayvanlar, böcekler ve salyangozların üreme zamanı olduğuna dikkat çekerek, böylesi bir müdahalenin büyük bir tahribat nedeni olduğunu söyledi.
“TAHRİBATA MÜDAHALE EDİLMELİ”
Prof. Dr. Kılıç, nehirler ve nehir yatakları türlerin yerleşim yerleri olduğu için büyük bir öneme sahip olduğunu dile getirerek, şunları söyledi: “Dicle Nehri ve Dicle Hafızası içerisinde çok farklı türlerin barındığı yer. Şuan türler için tam da üreme mevsimi. Mevsim itibariyle böyle bir yaklaşım doğaya ciddi bir tahribat veriyor. Bu tahribat, bu türlerin oralarda barınmasını ve üremesini engelliyor. Bunun dışında da böylesine geniş çaplı faaliyetler için ilgili makamlar ve müdürlüklerden izin alınması gerekiyor. Eğer izinler alınmamışsa bu illegal bir faaliyettir. Eğer izin alınmışsa bile ÇED Raporu gerekiyor. Zaten gece saatlerinde böyle bir faaliyetin yapılması bile şüpheli bir durumdur. Buradaki canlı türlerin yaşamı bize emanet. Diyarbakır ülkemizin nadide yerlerinden biridir. Doğasını korumamız lazım. Gerek özel, gerekse kamu kurumlarında çok duyarlı vatandaşlarımız var. Tahribata müdahale edilmesi gerekiyor” dedi.