Hürriyet’te Kürt partilerin kapatılma davalarına ilişkin bir yazı kaleme alan Nedim Şener Anaya Mahkemesi’nde devam eden kapatma davalarına dikkat çekerek” Bölücünün her rengi mevcut ve Türkiye’nin en üst yargı kurumlarıyla dalga geçiyorlar. Anayasa Mahkemesi 3 yıldır PKK/HDP hakkında karar verene kadar üç kez isim değiştirdiler. Şimdi de PAK adını PWK yaptı ve Anayasa Mahkemesi neredeyse 8’inci yılında hâlâ karar verecek.” diye yazdı.
Kürdistan Yurtseverler Partisi (PWK) Kürdistan, Sosyalist Partisi (PSK) Kürdistan Demokrat Partisi (PDP-T) DEM Parti ve HÜDA PAR’ı “bölücülükle” suçlayan ırkçı yazar Nedim Şener Anayasa Mahkemesine çağrıda bulunarak, Kürt ve Kürdistan gerçeğini sahiplenen partileri hedef gösterdi.
Irkçı yazar Nedim Şener’in yazısını olduğu gibi yayımlıyoruz.
TÜRKİYE siyaset üzerinden demokrasi kullanılarak bölücülük ve terör propagandasının en kolay yapılabildiği belki de tek ülkedir.
Ayrıca tüm bunlar hukukun gözü önünde yapılıyor.
PKK terör örgütünün ve siyasi kolu PKK/DEM “etnik”, İran kaynaklı Türkiye’de terör örgütü olan Hizbullah’ın siyasi kolu Hizbul/HÜDA PAR “dini” kullanarak bölücülük yapıyor.
Hizbul/HÜDA PAR’ın Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu’nun “Anayasa’nın 4’üncü maddesinin kaldırılması” teklifi, 12 Eylül darbe anayasasına karşı çıkmak görüntüsü altında Anayasa’nın ilk 3 maddesi ile 66’ncı maddesinin tartışmaya açılması ve sonrasında kaldırılmasına yönelik ucuz bir “Acem kurnazlığından” başka bir şey değil.
KAPATMA DAVASI OLAN 5 PARTİ
Türkiye’de açıktan bölücülük yapan PKK terör örgütünün siyasi kolu PKK/DEM ile Hizbullahçı HÜDA PAR adı öne çıkıyor ama bu konuda yalnız değiller. Tıpkı PKK/DEM gibi hakkında Anayasa Mahkemesi’nde kapatma davası açılan tam 5 (yazı ile de yazayım beş) parti bulunuyor.
Bu konuda 7 Ocak 2024 günü “Bölücü 5 partiye göz yuman AYM uyuyor mu, yoksa bizi uyutuyor mu?” başlıklı yazımda şu ayrıntıları vermiştim: AYM, Yargıtay Başsavcılığı’nın programı ve tüzüğü Anayasa’ya açıkça aykırı olan bölücü dört partinin kapatılması için tam 7 yıl önce verilmiş dilekçeleri hakkında da kılını kıpırdatmadı.
Yargıtay Başsavcılığı; adı, tüzük ve programı Anayasa’ya açıkça aykırı olduğu için 5 Temmuz 2017’de Kürdistan Demokrat Partisi, 20 Aralık 2018’de Kürdistan Özgürlük Partisi, 20 Aralık 2018’de Kürdistan Sosyalist Partisi, 17 Ocak 2019’da ise Kürdistan Komünist Partisi hakkında kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda bulundu. Dönemin Yargıtay Başsavcısı Mehmet Akarca imzasıyla Kürdistan Komünist Partisi’nin kapatılması istemiyle AYM’ye gönderilen iddianamede şu talepte bulunuldu:
“Kürdistan Komünist Partisi tüzük ve programının Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve Siyasi Partiler Yasası’na açıkça aykırı hükümler ihtiva etmesi, bu bağlamda; Kürdistan devleti ibaresinin sıklıkla kullanılması, bağımsız ya da federe bir devlet kurma, farklı bir dil kullanma amacı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin asli unsurları olan Kürt kökenli vatandaşları azınlık haline getirmeye çalışan hedefler içeren ifadeler ve Türk devletinin baskı, sürgün, zoraki kitlesel göç, ulusal ve kültürel haklardan yoksun bırakma suretiyle Kürt halkını asimile ettiği şeklindeki ifadelerin devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, diline, insan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine, millet egemenliğine, demokratik ve laik cumhuriyet ilkelerine aykırılık oluşturması, Türkiye Cumhuriyeti üzerinde millet bütünlüğünün bozulmasına neden olabilecek, sadece belli bir kesime yönelik bölgecilik ve ırkçılık içeren nitelikte olması karşısında Kürdistan Komünist Partisi’nin Siyasi Partiler Yasası’nın 101/a maddesi gereğince kapatılmasına karar verilmesi arz ve talep olunur.”
TÜZÜK VE PROGRAMLARI ANAYASAYA AYKIRI
Başsavcı Mehmet Akarca imzasıyla Kürdistan Demokrat Partisi, Kürdistan Özgürlük Partisi ve Kürdistan Sosyalist Partisi’nin kapatılmasıyla ilgili iddianamelerde ise şu talepte bulunuldu:
“Tüzük ve programı Anayasa ve Siyasi Partiler Kanunu’na açıkça aykırı olan, Kürdistan devleti ibaresinin açıkça kullanılması, bağımsız ya da federe bir devlet kurma, farklı bir dil kullanma amacı, belirli bir azınlığı öne çıkaran hedefler içeren ifadeler, devletin bağımsızlığı, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, diline, insan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine, millet egemenliğine, demokratik ve laik cumhuriyet ilkelerine aykırılıklar içermesi, Türkiye Cumhuriyeti üzerinde bir azınlık oluşmasına ve millet bütünlüğünün bozulmasına neden olabilecek, sadece belli bir kesime yönelik bölgecilik ve ırkçılık içeren nitelikte olması, uyarı yazısına rağmen parti tarafından bu aykırılıkların giderilmemesi nedeniyle Siyasi Partiler Yasası’nın 101/a maddesi uyarınca kapatılmasına karar verilmesi.”
Yargıtay Başsavcılığı yedi yıl önce yaptığı başvurunun sonucunu beklerken, Anayasa Mahkemesi tıpkı PKK terör örgütünün siyasi kolu yanında bölücü tüzük ve programı Anayasa ve Siyasi Partiler Yasası’na aykırı olan dört partinin varlığına göz yumuyor.
Yargıtay’ın tek yapabildiği ise bu partilerin ismini internet sitesindeki “Türkiye’de faaliyet gösteren siyasi partiler” listesinden çıkarmak oldu.
İSİM DEĞİŞTİRİP TABELA ASTILAR
Normal bir ülkede 7 yıl sürenin üzerinden nereyse 9 ay daha geçtikten sonra mahkemenin bu bölücü partiler hakkında bir karar verdiğini düşünürsünüz değil mi?
İşte burası Türkiye dedirten gelişme de bu; Anayasa Mahkemesi’nin 7-8 yıldır kapatma davasını görüştüğü “Kürdistan Özgürlük Partisi”, “Kürdistan Demokratik Hareketi” ile birlikte “Kürdistan Yurtseverler Partisi” adıyla yeni bir parti kurdu.17 Eylül 2023 günü Çankaya Seçim Kurulu gözetiminde 3.Olağan Kongresi’nde Kürdistan Özgürlük Partisi (PAK), Kürdistan Yurtseverler Partisi (PWK) olarak değiştirdi.
Ancak Yargıtay, isim değişikliği ile hukuka karşı hile yapan PWK adıyla il ve ilçe kongrelerinin gerçekleştirilmesine izin vermedi. Ancak aynı Yargıtay, 16 Temmuz 2024 günü “Kürdistan Yurtseverler Partisi” adına bir resmi yazı gönderdi. Bölücü PWK yönetimi bunun partinin adının Yargıtay tarafından onaylandığı anlamına geldiğini açıklayarak tüm parti binalarındaki tabelaları değiştirmeye başladı. PAK tabelası PWK olarak değiştirildi.
Başta da söylediğim gibi bölücünün her rengi mevcut ve Türkiye’nin en üst yargı kurumlarıyla dalga geçiyorlar. Anayasa Mahkemesi 3 yıldır PKK/HDP hakkında karar verene kadar üç kez isim değiştirdiler. Şimdi de PAK adını PWK yaptı ve Anayasa Mahkemesi neredeyse 8’inci yılında hâlâ karar verecek.