Tahran’ın Nevvab Mahallesindeki o amansız yokuşu gün içinde defalarca çıkıp inen seksen küsur yaşındaki ihtiyar adam, her zamanki gibi tıraş olduktan sonra öğleden önce yokuştan aşağı inip caddenin karşısındaki dükkândan günlük gazetelerini ve eşinin vermiş olduğu siparişleri alıp tekrar yokuş yukarı çıkacaktı.
Lakin bu defa böyle olmadı. İlerlemiş yaşına rağmen kamburluk belirtisi göstermeyen bu uzun boylu, iri cüsseli ihtiyar adam caddenin karşı yakasına geçerken motosiklet çarpması sonucu yere yığıldı.
Gazete ve ekmekler etrafa saçıldı. Motosiklet sürücüsü, ihtiyar adamı yoldan çevirdiği bir taksiye bindirerek apar topar hastaneye götürdü.
Bilinci kapalı olan bu ihtiyar adamın üzerinden mülteci evrakı çıktı. Evrakta yazdığına göre ismi İhsan Nuri idi.
İhsan Nuri o gün hastanede bulunan personel için sıradan bir isimdi, lakin hastanenin birkaç sokak ötesindeki Kürt mahallesi için o, ulusal kahraman, “Ararat Kartalı”, efsanevi bir halk kahramanı idi.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kendisine bahşettiği bütün imkân ve ayrıcalıklardan feragat etmiş, 1924-1930 yılları arasında vuku bulan Kürt isyan silsilesine dâhil olmuştu.
Üstelik Ağrı Dağı’nı bu isyan silsilesinin kalpgâhına dönüştürmüştü.
Birkaç gün ölüm ile boğuşan “Ararat Kartalı” İhsan Nuri Paşa 25 mart (1976) sabahı saat 06.00 civarında yaşamını yitirdi…
Kendisini vefatının yıl dönümünde saygı ve sevgi ile yad ediyorum…