12 yaşındaki Helin Hasret Åžen, Diyarbakır’ın Sur ilçesinde sokaÄŸa çıkma yasaklarının devam ettiÄŸi 12 Ekim 2015 günü annesi ile birlikte fırına giderken zırhlı araçtan açılan ateÅŸle öldürüldü. Åžen’i öldüren polis memuru Abdullah Ercan hakkında Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davada, 19 Ekim’de kararını açıklayan heyet, sanığa ‘bilinçli taksirle insan öldürmek’ten 6 yıl 3 ay hapis cezası verdi. Mahkemenin gerekçeli kararını açıklanmasının ardından Åžen Ailesi, avukatları aracılığıyla Ä°stinaf Mahkemesi’ne itiraz baÅŸvurusu yaptı.
Aile adına Ä°HD Diyarbakır Åžubesi BaÅŸkanı Ercan Yılmaz ve eski Åžube BaÅŸkanı Abdullah Zeytun tarafından yapılan baÅŸvuruda, o dönemde süresiz sokaÄŸa çıkma yasağı nedeniyle insanların, kolluk güçlerinin izniyle, onların belirlediÄŸi sürelerde ihtiyaçlarını karşılamak için dışarı çıkabildikleri hatırlatıldı. Helin’in annesi ile birlikte ihtiyaçlarını karşılamak için dışarı çıktığı belirtilen dilekçede, Ä°l Emniyet Müdürlüğü’nün tutanaklarına göre, o gün olay yeri ve çevresinde herhangi bir çatışma bulunmadığı hatırlatılarak, buna raÄŸmen FatihpaÅŸa Mahallesi Yıkıkkaya Caddesi’ndeki Åžen ve beraberindekilerin üzerine 200 metre uzaklıktaki zırhlı araçtan ateÅŸ açıldığı kaydedildi.
KAMERA GÖRÜNTÜLERİ HATIRLATILDI
Olay sonrası yürütülen soruÅŸturma ile sanık polis hakkında ’taksirle ölüme neden olma’ suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası verildiÄŸi anımsatılan dilekçede, yargılamanın tüm aÅŸamalarında usule aykırı iÅŸlemler yapıldığı ve neticeten hukuka aykırı bir karar tesis edildiÄŸi vurgulandı. Ä°ddia makamının sanığın ölümünü öngörerek maktulü vurduÄŸu yönünde mütalaa verdiÄŸi kaydedilen dilekçede, adil ve hukuka uygun bir yargılama yapılmadığı, bu nedenle Avrupa Ä°nsan Hakları SözleÅŸmesi’nin (AÄ°HS) 2’nci maddesinde yer alan ‘yaÅŸam hakkı’ ihlalinin zırhlı araca ait kamera görüntüleriyle sabit olduÄŸu aldı.
‘ETKÄ°LÄ° SORUÅžTURMA YÃœRÃœTÃœLMEDÄ°’
Dilekçede, Åžen’in yaÅŸam hakkının ihlal edildiÄŸi, olaya iliÅŸkin etkili bir soruÅŸturma yürütülmediÄŸi ve adil bir yargılama yapılmadığı vurgulandı. Etkili bir soruÅŸturma yürütülmesi ve adil bir yargılama yapılmamasına ise, Åžen’in öldürülmesinden sonra henüz bir soruÅŸturma baÅŸlatılmamış ve deliller toplanmamışken Diyarbakır ValiliÄŸi’nin ‘örgüt üyeleri saldırısında bir çocuÄŸun öldürüldüğü’ yönündeki açıklaması ile savcılığın dosyada 4 yıl süren ‘gizlilik’ kararı gösterildi.
Yine Åžen’in ’terör örgütü üyesi’ olarak deÄŸerlendirilerek soruÅŸturmanın “Terör suçları soruÅŸturma bürosu” tarafından yapılması, polisin öldürme olayının yasal olduÄŸu yönünde iÅŸlem yapmaya çalışılması, iddianamenin 4 yıl sonra hazırlanmasının yanı sıra Diyarbakır 8’inci Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesi de adil yargılanma hakkı ihlalleri olarak sıralandı.
SoruÅŸturmanın başından itibaren failin polis olması nedeniyle soruÅŸturmada görev alan kamu görevlilerinin delillerin toplanmasında isteksiz ve özensiz davranıldığına iÅŸaret edilen dilekçede, “Bu iÅŸlemlerde kasıtlı hareket edildiÄŸi, delillerin muhafaza edilerek yeterli teknik incelemenin yapılmadığı, aynı kolluk biriminde görev yapmaları, mesai arkadaÅŸları olduÄŸu gözetildiÄŸinde bilinçli bir ÅŸekilde görevi kötüye kullandıkları açıktır” denildi.
‘RESMÄ° BELGEYE RAÄžMEN YALAN BEYAN’
Dilekçede, soruşturmanın başında polisin sanık olarak değil, olay hakkında bilgisi olan tanık sıfatıyla ifadesine başvurulması, ifadesine başvurulan diğer polislerin ise resmi belgelere rağmen gerçeğe aykırı beyanda bulunmasının yanı sıra keşif ve tanık dinleme taleplerinin yargılama safhasında kabul edilmediği belirtildi.
Sunulan belge ve bilgilerle sanık polisin Helin Hasret Åžen’i kasten öldürdüğünün somut ÅŸekilde tespit edildiÄŸi vurgulanan dilekçede, mahkemenin ’taksirle öldürmeye neden olma’ suçundan verdiÄŸi cezanın hukuka aykırılığı nedeniyle lehlerine bozulması talep edildi. Sanık hakkında “kasten öldürme suçundan ceza tesis edilmesi” istenilen itiraz dilekçesinde, dosyanın bozularak kararı veren mahkemeye gönderilmesi talep edildi. (MA)
