GİRİŞ
AKP PROĞRAMINDA KÜRTLER
KALKINMA VE DEMOKRATİKLEŞME PROGRAMI
O halde çaresiz değiliz. Bu büyük potansiyeli mutlaka harekete
geçirmeliyiz. Partimizin siyaset sahnesindeki varlık nedeni budur.
Türkiye’nin büyük potansiyelini harekete geçirerek halkımızı mutlu
ve ülkemizi itibarlı kılmaya kararlıyız.
Bu ihtiyaca cevap vermek üzere, geniş bir toplumsal istek
doğrultusunda kurulan partimiz; binlerce yıldır aynı coğrafya
üzerinde barış, dostluk ve kardeşlik içinde birlikte yaşayan, ortak bir
kaderi paylaşan, sevinçleri, kederleri, kıvançları ortak olan tüm
halkımızın partisidir.
Partimiz bu vasfıyla tüm vatandaşlarımızı cinsiyetleri, etnik
kökenleri, inançları ve dünya görüşleri ne olursa olsun ayırım
yapmaksızın kucaklamaktadır. Bu çoğulcu anlayış temelinde,
yurttaşlık bilincinin geliştirilmesi ve üzerinde yaşamakta olduğumuz
vatana mensup ve sahip olma gururunun bütün yurttaşlarımızla
paylaşılması, partimizin temel hedeflerindendir.
“Herkes özgür olmadıkça kimse özgür değildir” özdeyişi, partimizin
temel ilkelerindendir. Partimiz, bireyi bütün politikaların merkezine
alarak demokratikleşmenin sağlanmasını, temel insan hak ve
özgürlüklerini temin etmeyi ve korumayı en önemli ödevleri arasında
sayar.
2.1-TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLER
Hiçbir bireysel ve kurumsal baskı kabul edilemez.
Bir toplumdaki en önemli güven unsuru, toplum içinde yaşayan
bireylerin kendi hak ve özgürlüklerine saygı duyulduğuna olan
inançlarıdır. Bu inanç tüm sosyal ve iktisadi dinamikleri harekete
geçiren temel güçtür. Ayrıca bireylerin hak ve özgürlüklerine saygı,
demokratik bir siyasi rejimin toplum tarafından benimsenmesinin,
toplumsal barış ve huzurun temel şartıdır.
Partimiz Atatürk ilke ve inkılaplarını, Türk toplumunu çağdaş
uygarlık seviyesinin üstüne çıkarmanın en önemli vasıtası olarak
algılar ve bunu toplumsal barışın bir unsuru olarak görür.
Temel hak ve özgürlüklerle ilgili olarak partimiz aşağıdaki hedefleri
gerçekleştirecektir:
• Başta İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Avrupa İnsan Hakları
Sözleşmesi, Paris Şartı ve Helsinki Nihai Senedi olmak üzere
Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin insan hakları
alanında getirdiği standartlar uygulamaya geçirilecektir.
• İnsan hakları alanında faaliyet gösteren gönüllü kuruluşların, sivil
toplum örgütlerinin görüş ve önerileri dikkate alınacak, devlet
organları ile bu kuruluşlar arasında sıkı bir işbirliği oluşturulacaktır.
İnsan hakları ihlallerinin tespiti, çözüm önerilerinin geliştirilmesi,
insan hakları eğitimi ve kolluk güçlerinin denetimi konularında bu
kuruluşların katılımına ağırlık verilecektir.
• Düşünce ve ifade özgürlükleri uluslararası standartlar temelinde
inşa edilecek, düşünceler özgürce açıklanabilecek, farklılıklar birer
zenginlik olarak görülecektir.
• İşkence, gözaltında ölüm, kayıp, faili meçhul cinayetler gibi
demokratik hukuk devletinde kabul edilemez uygulamaların üstüne
ciddiyetle gidilecek ve şeffaflık sağlanacaktır. Bu konuda her
vatandaşın şikâyeti değerlendirilecek, caydırıcılığı sağlayan gerekli
düzenlemeler yapılacak, sorumlular cezasız kalmayacaktır.
• İnsan hakları ihlalleriyle ilgili şikâyetlerin mahkemelerde harçsız
ve bizzat temsil yolu açık tutularak öncelik ve ivedilikle
sonuçlandırılabilmesi için gerekli yasal düzenlemeler yapılacaktır.
• Vatandaşların şikâyetlerini kamu adına izleyecek kurum ve
kuruluşlar oluşturulacaktır.
2.2-SİYASİ İLKELER
Siyasi partiler, halkın sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel taleplerini
devlete ileten ve devlet mekanizmasını bu doğrultuda çalıştırmak
üzere iktidara talip olan sivil kuruluşlardır. Halkın gündemini,
yasama ve yürütme organlarının gündemine taşımak siyasi partilerin
asli görevidir.
Siyasi partiler, halkın sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel taleplerini
devlete ileten ve devlet mekanizmasını bu doğrultuda çalıştırmak
üzere iktidara talip olan sivil kuruluşlardır. Halkın gündemini,
yasama ve yürütme organlarının gündemine taşımak siyasi partilerin
asli görevidir.
• Siyasi Partiler Kanunu değiştirilerek çağdaş demokratik anlayışın
gereklerine uyumlu hale getirilecektir.
– Partilerin teşkilatlanmaları, üyelikleri, aday tespitleri ve mali
yapıları şeffaf olacaktır.
– Partilerin hesapları ve adayların seçim harcamaları şeffaf ve
denetlenebilir olacaktır.
– Parti içi demokrasi, bireyin ve azınlık görüş sahiplerinin hukuku ve
demokratik yarışma hakları sağlanarak geliştirilecektir.
– Siyasi parti yasakları ve siyasi partilerin kapatılması ile ilgili
hükümler Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ve Venedik
Komisyonunun çizdiği ilkeler çerçevesinde yeniden düzenlenecektir.
• Seçim Kanunu değiştirilecektir.
– Vatandaşların ve partili üyelerin özgürce seçme ve seçilme hakları
tüm unsurlarıyla gerçekleştirilecektir.
– Milletvekili seçilme yaşı 25’e indirilecektir.
– Daraltılmış bölgeli ve tercihli seçim sistemi getirilecektir.
– Parti adaylarının tespitinde tüm üyelerin katılımıyla yapılacak ön
seçim sistemi esas alınacaktır.
• Siyasetin kirlenmesini önleyen yasal düzenlemeler yapılacaktır. –
Siyaset bir rant aracı görüntüsünden kurtarılacaktır.
– Seçimle gelen herkesin kanunen vermek zorunda olduğu mal
bildirimi şeffaf olarak kamuoyunun bilgi ve denetimine sunulacaktır.
– Milletvekili ve bakanların yargılanmaları önündeki anayasal
engeller kaldırılacak; dokunulmazlık, tüm kamu görevlilerinin
yargılanabilmeleri
önündeki engeller ve ayrıcalıklarla birlikte ele alınacak ve
milletvekillerinin meclis çalışmalarındaki oy ve sözlerine inhisar
ettirilecektir.
– Siyaset alanının daraltılmasına ve saygınlığının gölgelenmesine
dönük tüm teşebbüslere karşı kararlı bir politika izlenecektir.
2.4-HUKUK VE ADALET
Hukukun üstünlüğünü esas alan devlet, vatandaşlarının özgürlük ve
haklarının teminatıdır. Dolayısıyla hukuk devleti olmayan ve
hukukun hakim olmadığı bir toplumda demokratik rejimden
bahsedilemez.
Demokrasinin hukuk yoluyla varlık kazandığı demokratik hukuk
devletinde; hukukun evrensel ilkelerine saygı, hak arama yollarının
açık tutulması, kanun önünde eşitlik, bireysel hak ve özgürlüklerin
korunması, devletin hukuka bağlılığının güvence altına alınması
temel değerlerdir. Bu değerlerin hayata geçirilmesi anayasa, yasalar
ve bağımsız bir yargı ile mümkündür.
Partimiz hukukun üstünlüğüne dayalı yönetim anlayışının teminatı
olacaktır.
Ülkemiz bugün hukuk devletinden ziyade kanun devleti görüntüsü
vermektedir. “Devletin hukuku” yerine “hukuk devleti” anlayışının
esas olması gerekir. Kanunları hukuka, hukuku evrensel adalet ve
insan hakları esaslarına dayandırmadıkça, Türkiye gerçek bir hukuk
devleti olamaz ve uluslararası camiada saygın bir yer edinemez.
Partimiz hukukun üstünlüğüne dayalı yönetim anlayışının teminatı
olacaktır.
Ülkemiz bugün hukuk devletinden ziyade kanun devleti görüntüsü
vermektedir. “Devletin hukuku” yerine “hukuk devleti” anlayışının
esas olması gerekir. Kanunları hukuka, hukuku evrensel adalet ve
insan hakları esaslarına dayandırmadıkça, Türkiye gerçek bir hukuk
devleti olamaz ve uluslararası camiada saygın bir yer edinemez.
Yargısız bir hukuk düzeni düşünülemez. Anayasa ve yasaların
metinleri kadar onları yorumlayacak yargı organlarının da önemi
büyüktür.
Partimiz, toplumsal düzenin teminatı olan adalet sistemine azami
ölçüde güvenin tesisini sağlayacaktır.
Şeffaf ve yolsuzluklardan arınmış bir düzen ancak adaletin
işlemesiyle mümkündür. Partimiz bireylerin gündelik yaşamından
uluslararası ilişkilere kadar önem taşıyan adalet sisteminin karşı
karşıya kaldığı sorunları çözmeyi öncelikli hedefleri arasında görür.
Yukarıda zikredilen tespit ve ilkeler doğrultusunda Partimiz,
aşağıdaki politikaları hayata geçirecektir:
• Özgürlükçü, tüm toplumun ihtiyaçlarına cevap veren, demokratik
hukuk devleti ilkesine ve demokratik ülkelerin standartlarına uygun,
toplum ile devlet arasında yeni bir “toplum sözleşmesi” kurmayı
hedefleyen, tümüyle yeni bir anayasa önerisi hazırlayacaktır. Bu
öneri, yeni bir “anayasal mühendislik” denemesi değil, halkın
iradesini ve taleplerini demokratik temelde devlet yapısına yansıtan
bir belge olacaktır. Kısa, öz ve açık biçimde hazırlanacak yeni
anayasa teklifimizde;
– Temel hak ve özgürlüklere ilişkin bölüm, evrensel standartlara
uygun olacaktır.
– Cumhuriyetin temel nitelikleri korunarak devlet yönetiminin esas
hükümlerine yer verilecektir.
– Yasama, yürütme ve yargı erkleri arasındaki ilişkiler açık, net ve
anlaşılabilir bir biçimde belirtilecektir.
• Kuvvetler ayrımı ilkesi hassasiyetle uygulanacaktır. Yasama,
yürütme ve yargı güçleri arasında denge ve denetim sağlanacaktır.
• Parlamentonun yasa çıkarmada ve denetimde etkin, bağımsız ve
verimli olması için gerekli düzenlemeler yapılacaktır.
• Yasama ve yürütme erkinin birbirlerinden net bir biçimde ayrılması
için başbakan hariç diğer tüm bakanların meclis dışından atanmasını
sağlayan sistem değişiklikleri araştırılarak kamuoyunda tartışmaya
açılacak, bu konuda kamuoyunda oluşacak uzlaşmaya paralel olarak
gerekli yasal düzenlemeler yapılacaktır.
• Partimiz sadece kendi içinde değil, parlamento ve toplum içinde de
kollektif iradenin tekil iradelerin yerini almasını sağlayacaktır.
Yasalar sadece parlamento çoğunluğu değil, toplumun ortak
iradesinin ifadesi olacaktır. Bu nedenle partimiz, hazırlayacağı yasa
tekliflerini sivil toplum kuruluşlarının değerlendirmelerini alarak
oluşturacaktır.
2.5-DEMOKRATİKLEŞME VE SİVİL TOPLUM
• Avrupa Birliği üyelerinin uyması gereken asgari standartları
gösteren Kopenhag Kriterleri’nin demokratikleşmeye yönelik ilkeleri
esas alınarak ulusal hukuk düzenimizde yapılması gereken
değişiklikler, mümkün olan en kısa sürede gerçekleştirilecektir.
2.6-DOĞU VE GÜNEYDOĞU
Kimimizin Güney Doğu, kimimizin Kürt, kimimizin terör sorunu
dediğimiz olay, maalesef Türkiye’nin bir gerçeğidir. Partimiz bu
sorunun toplum hayatımızda neden olduğu olumsuzlukların
bilinciyle, bölge halkının mutluluğunu, refahını, hak ve
özgürlüklerini gözeten, Türkiye’nin bütünlüğü ve üniter devlet
yapısıyla birlikte bölgeyi tehdit eden terörün önlenmesinde zaaf
yaratmayacak bir şekilde; kalıcı, tüm toplumun duyarlılıklarına
saygılı, etkili ve sorunları kökünden çözmeye yönelik bir politika
izleyecektir.
Bu bölgemizdeki kültürel farklılıklar, partimiz tarafından zenginlik
kabul edilmektedir. Resmi dil ve eğitim dili Türkçe olmak şartıyla,
Türkçe dışındaki dillerde yayın dahil kültürel faaliyetlerin
yapılabilmesini, partimiz ülkemizdeki birlik ve bütünlüğü zedeleyen
değil, güçlendiren ve pekiştiren bir zenginlik olarak görmektedir.
Bölgenin geri kalmışlığından kaynaklanan kimi olumsuzlukların
giderilmesini, bölgeye dönük özel düzenlemeler yoluyla değil, genel
demokratikleşme projesi bağlamında düşünmektedir.
Uzun süredir yoğun dış destekle varlığını koruyan ve otuz bin
insanımızın hayatına mal olan teröre rağmen bölge halkının üniter
devlet yapısına bağlı olması, halkımızın sağduyusu ile meselenin
etnik bir çatışmaya dönüşmemesi, konunun iç meselemiz olarak
çözülebilir olmasının delilidir.
Partimiz, teröre tepki olarak maksadını aşan ve bölge halkını rahatsız
eden bazı uygulamaların terk edilmesi ve yıllardır devam eden
OHAL uygulamasının tamamen kaldırılmasını hedeflemektedir.
Suçlu insanlar karşısında caydırıcı ve masumları koruyucu bir tavır
sergilemesi gereken devletimizin, suçsuz insanlara şefkatle muamele
etmesi gerektiğine inanıyoruz.
Yoğun terör sonrası dönemde, Doğu ve Güneydoğu Anadolu
bölgelerimizde, bölgelerarası kalkınmışlık farkını yok edecek, en
azından asgariye indirecek önemli bir adım atılmamıştır. Partimiz
yöreye yönelik istihdamı artırıcı ciddi ekonomik projeler
gerçekleştirilecek, terör ortamından şu veya bu şekilde zarar gören
vatandaşlarımızın mağduriyetini giderici uygulamaları devreye
sokarak ihtiyaç duyulan rehabilitasyonu sağlayacaktır.
Hizmetlerin yetersiz olması, işsizlik, fakirlik ve baskı, terörün
beslenmesine en elverişli ortamlardır. Terör ve baskı karşılıklı olarak
birbirini besler. Terörün sonuç olduğunu unutan her yaklaşım, sadece
baskı ile çözüm üretmeye yönelir. Oysa bu terörü daha çok
güçlendirir. Bu nedenle terörü sona erdirmenin yolu, temel hak ve
hürriyetlere saygılı bir devlet yaklaşımı ile ekonomik kalkınmayı ve
güvenliği aynı bütünün parçaları olarak ele almaktan geçer.
Bölgenin ticari ve ekonomik faaliyetler açısından cazip hale
gelebilmesi için, bir çıkmaz sokak konumundan çıkartılıp komşu
ülkelerle sınır ticareti dahil, dinamik bir ticaret ortamı oluşturulması
gerekmektedir. Bu amaçla partimiz, bölgedeki ticaretin artırılması
için her türlü tedbiri alacaktır.
Bürokratik otoriter devlet anlayışına yaslanan çözümler, sadece
asayiş mantığına dayandığı için uzun vadede sorunları daha da
derinleştirmektedir. Buna karşılık demokratik devlet anlayışı
çerçevesindeki yaklaşımlar, ilk anda endişeyle karşılansa da uzun
vadede milletimizin birlik ve bütünlüğünü pekiştiren sonuçlar
doğurmaktadır. Bu nedenle bölgedeki sorunlar aynen kalacak
demektir. Sadece ekonomik kalkınma politikaları ile tam bir çözüme
kavuşturulamayacağı gerçeği yanında bütün bunların üstünde
kültürel farklılıkları demokratik hukuk devleti ilkesi çerçevesinde
tanıyan yaklaşımların etkili olması gerektiği anlayışına ulaşılması
sorunun çözümünde önemli bir adımdır.
Diğer taraftan kültürel farklılıklar bölge halkıyla olan müştereklikleri
arka plana atmayı gerektirmez. Aksine Türkiye Cumhuriyeti
vatandaşı olma bilinci, toplumumuzun birlik ve beraberliğinin
çimentosudur.
4.3-YEREL YÖNETİM
Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’na uygun olarak, anayasal
sistemimize yerel yönetim hakkının dahil edilmesini sağlayacaktır.
Yerel yönetimlerin yargı yoluna gidebilme hakkı dahil ilgili tüm
düzenlemeleri gerçekleştirecektir.
KALKINMA VE DEMOKRATİKLEŞME PROGRAMI
VII-SONUÇ
Partimiz din, dil, mezhep, bölge, etnik köken ve cinsiyet farkı
gözetmeksizin bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını birinci sınıf
vatandaş olarak görür ve kucaklar. Bizim demokratik anlayışımızda
farklılıkların birbirine dönüşme mecburiyeti yoktur. Tarihi
tecrübemizden süzülerek gelen farklı olanların bir arada barış içinde
yaşama kültürü de bundan başka bir şey değildir.