Azerbaycanlı Kürt gazeteci Tahir Süleyman: Haydar Aliyev bana dedelerinin Diyarbakır’ın Lice ilçesinden Zengezur’a oradan da Nahçıvan’a geldiklerini söyledi.
Independent Türkçe’den Abdulhakim Günaydın Diplomat Kürd Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Tahir Süleyman ile bir röportaj gerçekleştirdi. Süleyman, “Mir Celadet Bedirhan’ın başlattığı misyonun taşıyıcısıyım” dedi.
1954 yılında Ermenistan’da dünyaya geldi. İlköğrenimini Erivan’da tamamladı.
Azerbaycan Dil ve Edebiyat Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra Ermenistan’a döndü ve kültürel çalışmalara başladı.
1988 Ermenistan-Azerbaycan savaşında ailesi ve çok sayıda yakınıyla birlikte Bakü’ye sürgün edildi.
1989’da Kürdün Sesi gazetesi ile gazetecilik hayatına başladı.
5 yıl sonra gazetenin kapanması nedeniyle devletin resmi gazetesinde mesleğini sürdürdü.
Kendi deyimiyle Kürtlerin sesi, tarihi ve yaşamını konu edinecek gazete olmayınca Diplomat Kürd gazetesini çıkarmaya karar verdi.
2003’ten beri yaklaşık 20 yıldır kesintisiz bir şekilde her hafta 20 sayfalık gazeteyi okuyucularıyla buluşturuyor gazeteci Tahir Süleyman.
34 yıldır Bakü’de yaşayan Diplomat Kürd Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Tahir Süleyman’ın Günaydın ile gerçekleştirdiği röportaj şöyle:
Diplomat Kürd gazetesini kaç kişi ile çıkarıyorsunuz?
Gazetenin hem editörlüğünü hem de genel yayın yönetmenliğini yapıyorum. Bazen aile fertlerinden yardım eden oluyor ama genelde tek başıma çıkarıyorum. Gazeteyi çıkarmak için çok maddi sıkıntı çektiğim de oldu. Hatta birkaç defa tarlalarımı sattığımı hatırlıyorum. Çünkü gazetenin aylık masrafı 2 bin ABD doları geçiyor. Maddi zorluğa rağmen ömrüm elverdiği ölçüde çıkarmaya devam edeceğim.
“Mir Celadet Bedirhan’ın başlattığı misyonun taşıyıcısıyım”
Kaç dilde çıkıyor?
Gazete Kürtçe, Türkçe, Azerice ve Rusça, yani dört dilde çıkıyor. Doğrusu kendimi Mir Celadet Bedirhan’ın başlattığı misyonun taşıyıcısı olarak görüyorum. Savaştan önce Ermenistan’da Kürtçe dersler verirdim. Azerbaycan’da Kürt Ronahi Kültür Merkezi, Kürdün Sesi ve son olarak da Diplomat Kürd gazetesini okuyucularına ulaştırıyorum.
“Ufak sorunlar dışında problem yaşamadım”
Kürtçe gazete çıkardığınız için herhangi bir problem yaşadınız mı?
Şu ana kadar sorun yaşanmadı diyebilirim. Sadece hukuki anlamda 2-3 defa ufak problemler yaşadım ama kısa sürede çözdük. Azerbaycan devletinden basın ofisinde bize yer verilmesi için 4-5 defa talepte bulundum. Nedenini bilmiyorum ancak talebimize olumlu yanıt verilmedi.
Azerbaycan’da yaşayan Kürtlerin durumu nasıl? Neden sesleri duyulmuyor?
Burada yaşayan Kürtlerin dünyadaki diğer Kürtler ile neredeyse hiç ilişkisi kalmadı. 2004’ten beri Mesut Barzani, Mam Celal Talabani ve Berhem Salih’in de içinde olduğu birçok Kürt şahsiyet ile Bakü’de bir Kürt Kültürevi’nin açılması için konuştum. Kendilerinden burada yaşayan Kürtlerin daha fazla asimile olmaması, dil, kültür ve sanat faaliyetlerini yürütecek bir merkezin açılması için talepte bulundum. Molla Mustafa Barzani 3 sene Azerbaycan’da yaşadı. Belki onun adına bile bir kültür merkezi açılabilir.
“Şimdiye kadar 7 defa mektup yazdım”
Bakü yönetiminin Erbil’de konsolosluk açması için girişimlerde bulunduğunuz. Açılacağını düşünüyor musunuz?
Azerbaycan’ın daha önce Irak’ta büyükelçiliği yoktu. Elçiliğin açılması için cumhurbaşkanlığına birçok defa yazı yazdım. Bugün Irak ve Irak Kürdistan Bölgesi’nin (IKB) tamamında belki 20 bin Ermeni yok ama hem Bağdat’ta hem de Erbil’de temsilcilikleri bulunuyor. Doğrusu Bakü yönetiminin Erbil’de konsolosluk açması için bugüne kadar 7 defa mektup yazdım. Erbil yönetiminin de Bakü’de temsilcilik açması için birkaç defa öneride bulundum. Cumhurbaşkanı İlhan Aliyev ve Mesut Barzani 2017’de Davos’ta bir araya geldikten sonra dönemin Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari’nin Bakü ziyaretinde elçiliğin açılması müzakere edildi ama ondan sonra ne olduysa bir daha gündeme gelmedi. En son bir ay önce her iki tarafa da karşılıklı temsilcilik açmaları için mektup yazdım.
“Kürt olduğum için hiç dışlanmadım”
Bir Kürt olarak kendini Azerbaycan’da özgür hissediyor musun?
Evet, bugüne kadar Kürt olduğum için hiçbir şekilde dışlanmadım. Azerbaycan’da kimse kimsenin dilini, rengini, inancını sormuyor. 20 yıldır Diplomat Kürd gazetesini çıkarıyorum ve şu ana kadar kimse bana niye Kürtçe gazete çıkarıyorsun demedi.
“Azerbaycan özgür ve demokrat bir ülke”
Özel aracınızda Azerbaycan bayrağının yanında IKB bayrağını da taşıyorsunuz. Bu sizin için problem olmuyor mu?
Burası demokratik bir ülkedir. Bayrağa gelince Irak Anayasası ve dünyaca kabul edilen resmi bir bayrak. Türkiye, ABD ve Avrupa’da başta olmak üzere dünyanın birçok lideri o bayrağın önünde poz vermiş. Gayri meşru değil ki. Bugüne kadar Azerbaycan’da polisinden askerine kadar hiç kimse arabamda bayrak var diye durdurmadı. Sadece bazı önyargılı insanlar bunun ne olduğunu soruyorlar? Ben de onlara Azerbaycan’ın özgür ve demokrat bir ülke olduğunu, varsa bir şikayetlerinin polise gitmelerini hatırlatıyorum. 34 yıldır Azerbaycan’da yaşıyorum ne gözaltına alındım ne de tutuklandım. Doğrusu Kürtlerin kimliğinden ötürü tutuklandığına da şahit olmadım.
“Büyük bölümü asimile oldu”
Tahminlerine göre Azerbaycan’da ne kadar Kürt yaşıyor?
Devletin resmi kayıtlarına göre 11 bin Kürt nüfusu yaşıyor. Ama gerçekte bu rakamın yüzbinlerce, hatta milyonları bulduğunu söyleyebilirim. Azerbaycan’da yaşayan Kürtlerin büyük bölümü asimile oldu. Dünyanın neresinde olursa olsun tüm Kürtlerden rica ediyorum evde çocuklarıyla Kürtçe konuşsun. Anadilini öğrenemeyen nesil kayıp nesildir. Böyle devam ederse 20-30 yıl sonra belki Kürtçe konuşacak Kürt kalmaz. Lütfen ama lütfen çocuklarımızla Kürtçe konuşalım.
“Bizzat kendisi atalarının Diyarbakır’dan buralara geldiğini söyledi”
Sohbette merhum Haydar Aliyev ile tanıştığınızı, görüştüğünüzü söylediniz. İlişkileriniz nasıldı, sık sık görüşür müydünüz?
Evet, birçok defa Sayın Haydar Aliyev ile görüştüm. Özellikle sorun olduğun çözüm bulmak için kendisini ziyaret ederdim. Mesela bir görüşmemizde birtakım gazetelerin Haydar Aliyev’in babasının Ezidi, annesinin ise Ermeni asıllı olduğunu iddia ettiklerini kendisine sordum. Aliyev bunun doğru olmadığını hem anne hem de babasının Sünni Kürtlerden olduğunu ve dedelerinin kan davası yüzünden yaklaşık 300 yıl önce Diyarbakır’ın Lice ilçesinden Laçin ve Zengezur’a, oradan da Nahçıvan’a yerleştiklerini bizzat kendisi söyledi. Ayrıca Sovyetler Birliği Azerbaycan Komünist Partisi gazetesi Vremya, 22.10.1998 tarihli 99. sayısında Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev’in abisi Hasan Aliyev’in Sovyet döneminde doktor derecesi alan ilk Kürtlerden olduğunu ve Kürt ailenin Ermeni baskınlarından Nahçıvan’a göç ettiklerini yazıyor.
Aliyev ile Kürtçe mi konuşuyordunuz?
Hayır. Çünkü çok az Kürtçe biliyordu.
“İlkesel yaklaştığım için kabul etmedim”
Cumhurbaşkanlığı döneminde size bakanlık teklif ettiği doğru mu?
1990’ların başında aralarında kadın, çocuk ve yaşlıların da olduğu Irak Kürdistan Bölgesi’nden 61 göçmen İran üzerinden Nahçıvan’a gelmiş ve tutuklanmışlardı. 6 ay geçtikten sonra tutuklandıkları haberini aldık. Sorunu çözmek için o zaman Haydar Aliyev ile görüşmeye gittim. Kendisi bana ‘git onlarla konuş, eğer istiyorlarsa Kürt köylerine yerleştirelim onları’ dedi. Onlarla konuştum ama kendileri Avrupa’ya gitmek istediklerini söylediler. Bunu konuşurken o zaman Aliyev bana bakanlık teklif etti. Kendisi niye kabul etmediğimi sorunca bende; hak ve doğru bildiğimden şaşmayan biri olduğumu ve yanlışa tahammül bir yapımın olduğunu, ilkesel olarak bunu kabul edemeyeceğimi söyledim. (Kaynak)