Ermeni Soykırımı’nın 109. yıldönümünde mimar ve araştırmacı-yazar Zakarya Mildanoğlu ile 1915’ten sonra Ermenice yayın yapan gazetelere verilen “Aranıyorlar” ilânlarını konuştuk.
“Erzurum Vilayeti Kesgim kasabası Garmrig köyünden, 1915 sürgünü sırasında Halep taraflarına gönderilen, Harutyun’un oğlu Mıgırdiç Melkonyan; amcası Serovpe Gırmanyan tarafından aranıyor. Arapların yanında bulunuyormuş. İstanbul Mehmet Paşa Han No: 8, Bay Apraham Der Aprahamyan’a müracaat edilmesi…” (23 Ekim 1924)
“Sivas yerlisi Annig Kunduracıyan aranıyor. Uzun yıllar boyu Sivas’ta yaşadığı söyleniyor. Sonradan bir Türk görevlisi tarafından Amasya’dan alınıp İstanbul’a getirilmiş. Bu görevlinin adını bilen ve belli bir bilgisi olanların şahsen veya mektupla aşağıdaki adrese bildirmeleri halinde 10 lira hediye alacakları duyurulur. K. Kantaryan Celal Bey Han No. 27 İstanbul.” (18 Ocak 1920)
Bu yıl, Ermeni Soykırımı’nın 109. yıldönümü.
İstanbul Valiliği, son yıllarda olduğu gibi bu yıl da Kadıköy’deki soykırım anmasını yasakladı. Türkiyeli Ermeniler, kayıplarını bu yıl da kitlesel bir şekilde anamayacak.
Ermenice süreli yayınlara dair çalışmalarıyla bilinen mimar ve araştırmacı-yazar Zakarya Mildanoğlu, 1915’ten sonra dönemin Osmanlı sınırlarında basılan ve dünyanın çeşitli yerlerinde de yayın hayatına devam eden Ermenice gazetelerdeki “Aranıyorlar” ilânları hakkında da çalıştı.
Bunlar, soykırımda yakınlarını kaybeden, onlardan haber alamayanların verdiği ilânlar.
Dönemin gazetelerinin ücret almadan paylaştığı duyuruları, şu an Türkiye’de Ermenice ve Türkçe yayın yapan Agos Gazetesi de yayımlamaya devam ediyor.
Zakarya Mildanoğlu’yla “Gı pındrıvin” (Կը փնտռուին, Aranıyorlar) ilânlarını bulma sürecini, içeriklerini ve bu duyuruların akıbetini konuştuk.
1915’ten sonra gazetelere verilen “Aranıyorlar” ilânlarından bahsedebilir misiniz? Hangi gazetelerde, nasıl çıkıyor ilânlar? Bu insanlar kimi arıyor?
Ermeni süreli yayınları tarihini incelerken Cagadamard (Muharebe) gazetesinde “gı pındrıvin”, Ermenice ‘aranıyorlar’ anlamına gelen ve bu başlığı taşıyan ilânlarla karşılaştım. Cagadamard, 1909’da Azadamard (Hür Mücadele) başlığıyla yayımlanmaya başlayan ve pek çok kez farklı başlıklarla 1921 yılına kadar yayınını devam ettiren bir gazete. Yazar-çizerleri, yazı işleri müdürleri önemli Ermeni edebiyatçılar, aydınlar, siyasetçilerden oluşuyor. Bunların çoğu soruşturmalara uğrayan, tutuklanan, serbest kalan, eli kalem tutan, 24 Nisan 1915’te ise ilk tutuklanan, sürgüne gönderilen ve öldürülen kişiler.
Duyuruların bazısı sadece birkaç kelime, bazıları birkaç satır, bazıları ise birkaç paragraftan oluşuyordu. Kim ne arıyor, satılı mal mülk mü, eşya mı, canlı bir şey mi? Keşfetmem uzun sürmedi. Arananlar 1915 Ermeni kırımındaki kayıplarla ilgiliydi. Gazetenin ulaşabildiğim tüm sayılarını taradım; yıl, ay, gün olarak kategorize ettim, Türkçeye çevirdim. Duyurular İstanbul’da başlamış ama kısa sürede Ermenilerin yaşadığı ve Ermenice gazetesi olan her kıtanın, her ülkenin onlarca şehrinde yayımlanmaya başlamış.
“Kıdnıvadz”
Sadece birkaçını belirtmekle yetineyim. İstanbul’da Cagadamard (Muharebe), Azadamard (Hür Mücadele), Püzantiyon (Bizans), Adana’da Hay Tzayn (Ermeni Sesi), İzmir’de Arevelyan Mamul (Doğu Basını) New York’ta Hayrenik (Vatan), Mısır’da Arev (Güneş), Selanik’te Alik (Dalga), Boston’da Hayasdani Goçnag (Ermenistan Çanı), Arjantin, Gürcistan, Suriye, Lübnan, Fransa, Bulgaristan, İngiltere, İtalya.
Binlerce ‘Aranıyor’ ilanı yayımlanmış. Aynı ilân arka arkaya birkaç gün, bazıları da aylar boyunca çıkmaya devam etmiş. Çok nadiren de olsa, bu ilânların altında ‘Kıdnıvadz’ (Bulunan) başlığı da yer almış. Hiçbir gazete bu duyurular için ücret almamış. Bazı duyurularda şöyle notlar da yer alıyor: “Lütfen bu ilânı diğer gazetelere de gönderir misiniz?” Binlerce ilân var böyle ve okumak biraz yürek istiyor. Aranan ve arayanlar ise anneler, babalar, eşler, kocalar, kardeşler, torunlar, çocuklar, halalar, teyzeler, büyükanneler, dedeler, amcalar, dayılar, yeğenler, gelinler, arkadaşlar, yaşları altıdan başlayan binlerce kişi.
Ne zaman yayımlanmaya başlıyor bu ilânlar?
Daha öncesi de olabilir ancak ben 1919’da yayın hayatında olan gazetelerdeki ilânları okumakla başladım. İlânlar çok uzun yıllar sayıları azalarak 1950’lere kadar sürmüş ve bugün bile devam ediyor. Zaman zaman Agos Gazetesi’ne de “Akrabalarımızı arıyoruz” şeklinde yayın istekleri ve talepler geliyor. Özellikle ailesinde Ermeni olduğunu duyan, düşünen ve kimliğinde Müslüman yazan fazla sayıda kişi yakınlarını arıyor.
“Tüm gazetelerin soluğu kesiliyor”
İlânlar hangi illerden verilmiş daha çok?
Duyuruların tümü İstanbul’daki gazetelerde yayımlanmaya başlıyor. Nisan 1915 ile birlikte Ermeni basın-yayın hayatı duruyor ve tüm gazetelerin soluğu kesiliyor, 1915 Nisan’ının ilk kurbanları zaten Ermeni gazeteciler, sorumlular, yazar ve çizerler, aydınlar, siyasetçiler, edebiyatçılar oluyor. 1915-1919 arası Adana, İzmir dışında Ermenice yayın yok. Bu iki ildeki gazetelerde de ilânlar yer alıyor.
Arayan ve arananların dağılımına gelince, Ermenilerin yaşadığı vilayetlerin, sancakların, kazaların, köylerin tümünden bu tip duyurular geliyor. Sözde, sürgüne gönderilmediler diye bilinen İstanbul ve İzmir de buna dahil.
Bu ilânlar aracılığıyla bulunanlar olmuş mu?
Tabii, olmuş. Sınırlı sayıda ‘Kıdnıvadz’ (Bulunan) ilânlarına denk geliyoruz. Ancak dilinizin damağınızın kuruduğu ilânlar da var. Yaşam sürprizlerle dolu. Bunlardan biri Kemal Yalçnı’ın “Kardeşlerim Var Uzaklarda” adlı eserinde kaleme aldığı 26 Mayıs 1921 tarihli Cagadamard gazetesinde yer alan aşağıdaki duyuru:
“Sivaslı Vahan Karagözyan dünya savaşı sırasında Türk Ordusu’nun 4. Tümeninde Şevket Bey adıyla doktor olarak hizmet veren amcası Yesayi Karagözyan’ı arıyor. Vahan Karagueuzian. Boys Orphanage A.G.R.N.G. Beyruth-Gebel’e malümat verilmesi.”
Peki kim Vahan Karagözyan? “Biz de diğer kardeşlerimizin gittiği yere gideceğiz” diyerek Yesai Karagözyan’ın evinden annesiyle birlikte kaçan ve bir daha hakkında hiç bilgi alınamayan kişi. Hikâyesi oldukça uzun; ancak doksan sene sonra 2010’da Vahan’ın amcaoğlu, “Aranıyor“ ilânı sayesinde Vahan’ın o tarihte ölmediğini, onu bulmak için duyurular yapıldığını öğrendi.
“Sadece Van’da 25 Ermenice yayın”
Biraz da gazetelerden bahsedelim istiyorum. 1915’te “hepsinin soluğu kesiliyor” sizin deyiminizle. Bunlardan en önemlilerden biri sanırım Cagadamard.
Osmanlı sınırları içerisinde yayımlanan pek çok gazete var ve bunların tirajları oldukça yüksek. 1915’e gelene dek çok farklı kategorilerde yayınlar var. Hem Türkiye’de hem de yurt dışındaki Ermeni halkının sorunlarını yansıtan, eğitim, kültür-sanat alanlarındaki tüm haberler bu gazetelerde yer alıyor, günlük, haftalık ve aylık olarak yayımlanıyorlar. Tefrikalara da yer veriliyor gazetelerde. Örneğin bir romanı bölüm bölüm Ermeniceye tercüme ederek yayımlamışlar.
Siyasi partilerin politik yayınları yanında gençlere ve kadınlara yönelik çeşitli yayınları da var. Günümüz Cumhuriyet sınırları içinde başlı başına birer kategori oluşturan mizah, tıp, hukuk, din, spor, sağlık, ziraat alanlarında yayımlanmış dergi ve gazeteleri var. Ermeni harfli Türkçe ve misyonerlik yayınları ise zengin bir külliyat oluşturuyor. Cumhuriyet sınırları içinde 41 noktada yayımlanıyorlar. Bir ay önce konuşmacı olduğum bir panel için Van’a gitmiştim, sadece Van’da yayımlanan 25 Ermenice gazete ve dergiden örnekler sundum. Osmanlı Devleti’nin resmî gazetesi Takvîm-i Vekâyi o dönem aynı zamanda Ermenice, Rumca ve Arapça da yayımlanıyor.
Cagadamard evet, Ermenice süreli yayınlar arasında önemli bir yer tutmuş. 1914-1915 ve 1918-1924 tarihleri arasında İstanbul’da yayımlanmış. Azadamard Gazetesi’nin kapatılmasıyla, onun devamı niteliğinde yayımlandı. İmtiyaz sahibi Vırtanes Mardigyan. Müdür ve editörlük kadrosunda Şavarş Misakyan, Hagop Siruni, K. Mıkhitaryan, Kurken Keleryan, Garo Kevorkyan gibi önemli aydınlar görev aldı.
Pek çok gazete gibi Cagadamard’ın da yayın hayatı 1915’te son buldu. Yazar ve çizerlerinin önemli bir kısmı öldürüldü. Gazete 1918’de tekrar yayımlanmaya başladı. Ermeni sürgünlerinin, yetimhanelerinin durumu, yapılan organizasyonlar bu gazetenin ana konularından biri oldu ve dünyanın dört bir yanına dağılan Ermeniler arasında bir köprü görevi üstlendi.
Şu an Türkiye’deki en önemli yayınlardan biri Agos Gazetesi. Agos’la ilgili ne söylemek istersiniz?
Şu an Türkiye’de Ermeni halkının gündemini takip eden, sesini duyurmaya çalışan üç gazete kaldı: Jamanak (Vakit), Agos ve Nor Marmara.
Gönüllü bir biçimde emek verdiğim, yazarlarından biri olduğum Agos, 1996’da Hrant Dink ve bir grup arkadaşı tarafından, Türkiyeli Ermenilerin sorunlarını anlatmak amacıyla kuruldu. Ermenice ve Türkçe olarak yayımlanıyor. Agos sadece Ermenilere ve sorunlarına hitap etmiyor, sınırlı da olsa ülkenin ana gündemini de takip ediyor. Yazarları arasında Türkler, Kürtler de yer alıyor. Nefrete, ötekileştirmeye, şiddete, düşmanlaştırmaya karşı yayın yapıyor.
Agos ve diğer Ermeni gazeteler Türkiye’de yayıncılığın yaşadığı maddi ve manevi krizlere rağmen yayın hayatlarını sürdürmeye devam ediyor. Basın-yayın büyük bir değişime uğradı ve çoğu dijital hale geldi. Bunu en iyi sizler bilirsiniz. Haberlerimiz ve yazılarımız biçim ve format değiştirdi. Agos, gönüllü maddi ve manevi katkılar, desteklerle ayakta kalmaya devam ediyor. Umarım daha uzun süre yayın hayatını sürdürür.
Zakarya Mildanoğlu’nun Agos Gazetesi’ndeki yazılarını okumak için burayı, gazetenin abonelik sistemiyle ilgili detaylı bilgi almak için burayı tıklayın.
Zakarya Mildanoğlu kimdir?
Mimar, araştırmacı-yazar.
İlkokulu İstanbul Şişli’deki Karagözyan Yetimhanesi’nde, ortaokul ve liseyi Üsküdar Surp Haç Tıbrevank Okulu’nda okudu. İTÜ’de mimarlık eğitimi aldı. Üniversite yıllarında gençlik hareketlerinde ve Türkiye İşçi Partisi (TİP) faaliyetlerinde aktif yer aldı. 1976’da Türkiye Komünist Partisi’ne (TKP) girdi. 12 Eylül 1980’de TKP İstanbul davasından tutuklanarak üç yıl cezaevinde kaldı.
Mimarlık kariyeri boyunca, Ortaköy Andonyan Birliği Manastırı ve Beşiktaş Meryem Ana Kilisesi restorasyonu gibi projeleri hayata geçirdi. Türkiye Ermenileri Patrikliği gözlemcisi olarak Van Akhtamar Surp Haç Kilisesi’nin restorasyon çalışmalarına katıldı. 2012 Yerevan Bienali’ne sunduğu Diyarbakır Surp Giragos Kilisesi Restorasyonu projesi ile ödüle layık görüldü.
2008-2011 arasında haftalık Agos Gazetesi’nde köşe yazarlığı yaptı. Türkiye, ABD ve Avrupa’nın çeşitli şehirlerinde, Ermeni sanat tarihi, Anadolu Ermeni yerleşimleri, Ermeni basın-yayın tarihi üstüne pek çok konuşma yaptı, sempozyumlara katıldı. Bu alanda uzun yıllar verdiği emeği 2014’te Aras Yayınları’ndan çıkan Ermenice Süreli Yayınlar 1794-2000 kitabıyla kalıcı bir esere dönüştürdü.
1950’de Kayseri’nin Ekrek (Köprübaşı) köyünde doğdu. (TY)
bianet