Körfez’in derinliklerinde Kürt İzleri: Kumzarca ile Kürtçe arasında ÅŸaşırtıcı benzerlik

Umman’ın en güney ucundaki izole Kumzar köyünde yaÅŸayan halkın konuÅŸtuÄŸu dil, Kürtçeyle ÅŸaşırtıcı derecede benzerlikler taşıyor.

Umman’ın en güney ucundaki izole Kumzar köyünde yaÅŸayan halkın konuÅŸtuÄŸu dil, Kürtçeyle ÅŸaşırtıcı derecede benzerlikler taşıyor. Körfez sularında, Kürdistan Bölgesi coÄŸrafyasından binlerce kilometre uzakta yaÅŸayan 4-5 bin kiÅŸilik bu topluluk, günlük yaÅŸamlarında Kürtçe kökenli yüzlerce kelime kullanıyor.

Uzmanlar, “pisyamo” (amcaoÄŸlu), “dest” (el), “goÅŸ” (kulak) gibi Kurmancî lehçesinde aynen korunan kelimelerin yanı sıra, kültürel gelenekler ve müzik tarzlarındaki benzerliklerin de dikkat çekici olduÄŸunu belirtiyor. Ancak bu olaÄŸanüstü dil bağının tarihî kökenleri hâlâ bilim insanlarınca araÅŸtırılıyor.

UNESCO’nun yok olma tehlikesi altındaki diller listesine aldığı Kumzarca, modern yaÅŸamın baskısı altında hızla kaybolma riski taşıyor. Köyün coÄŸrafi izolasyonu nedeniyle gençlerin eÄŸitim için göç etmesi, bu nadir dilin gelecekteki varlığını tehdit ediyor.

Rûdaw’dan Mustafa Goran Umman’daki izole topluluğun konuğu oldu ve burada bu topluluğun kökenine ilişkin bir belge film hazırladı.

Mustafa Goran yaptığı gezideki izlenimleri şöyle:

Umman’ın baÅŸkenti Maskat’tan, “Güvenli Kanal BaÅŸkenti” olarak bilinen bu ÅŸehirden, uzun ve sırlarla dolu bir yolculuk baÅŸlar. Erbil’den iki bin kilometre uzakta olan bu yolculuÄŸun amacı, eski bir dilin izlerini sürmek ve beklenmedik bir kültürel baÄŸlantı keÅŸfetmektir. Ana soru ÅŸudur: Körfez’in en güneyindeki Kumzar halkı, kadim bir Kürt göçünün kalıntısı mı? KonuÅŸtukları dil Kürtçenin bir lehçesi mi, yoksa sadece Kürtçeden kelimeler almış bağımsız bir dil midir?

Bu soruları cevaplamak için zorlu ve uzun bir yol alındı. Önce Umman’ın son sınır noktası Musandam eyaletine bir saatlik uçuÅŸ, ardından Khasab ÅŸehrine varış. Buradan kara yolu sona erer ve denizin kapısı açılır. Sonraki otuz kilometre, “Kumzar” köyüne ulaÅŸmak için Körfez’in mavi sularında hızlı bir tekneyle geçilmelidir.

Abdullah Kumzari, teknenin kaptanı ve otuz yıldır Khasab ile Kumzar arasında gidip gelen deneyimli bir adam. Denizin zorlu doÄŸasından bahsediyor: “Deniz çoÄŸu zaman tehlikelidir, dalgalar yüksektir ve güçlü rüzgarlar eser. Hava durumu iyi deÄŸilse denize çıkamayız çünkü parçalanma tehlikesi vardır.”

Yol boyunca bir tarafta sert dağ sıraları, diğer tarafta stratejik Hürmüz Boğazı etkileyici bir manzara oluşturuyor; yunusların ve deniz kuşlarının büyüleyici gösterisiyle birlikte.

Kumzar: Dağ ve deniz arasında bir köy

Bir saatten fazla süren yolculuktan sonra Kumzar köyü uzaktan görünüyor; dikey bir dağın kucağında ve deniz kenarında kendilerini çevreleyen beyaz evler topluluÄŸu. Yaklaşık 270 evde dört binden fazla kiÅŸinin yaÅŸadığı uzak bir köy. Ana geçim kaynakları balıkçılık olup, bu atalarından kalma bir meslek. Köyün balıkçılarından Bedir şöyle diyor: “Sabah namazından denize çıkarız. Bazen 500 kilo, bazen de bin kilo balık yakalarız. Yaz mevsimi en iyi zamandır çünkü balık daha çok su yüzeyine çıkar.”

Ancak burada temel bir soru ortaya çıkıyor: Kürdistan coğrafyasından binlerce kilometre uzakta olan bu insanlar nasıl bizimle aynı kelimeleri kullanabilirler?

İlk ÅŸaşırtıcı kanıt, amca çocukları için kullandıkları “pisyamo” ve “dotyamo” kelimeleridir; Kurmancî ve Kelhuri lehçelerinde aynen korunmuÅŸ iki özgün kelime.

Kelimelerin İzleri: Kürtçe ile Kumzarca arasındaki bağlantı köprüsü

Benzerlikler sadece bu iki kelimeyle sınırlı deÄŸildir. “Av” (su), “derya” (deniz), “berm” (dalga için) ve “tradi” (tekne için) gibi kelimeler, araÅŸtırma önünde daha geniÅŸ bir kapı açıyor. Köyün emekli sakinlerinden Muhammed Hasan, heyecanla vücutları için kullandıkları sözleri iÅŸaret ederek şöyle diyor: “Kumzarca’da bu dest (el), bu lingt (ayak), rîş (sakal), rû (yüz), nixrût (tırnak), ÅŸom (göz), hêcib (kaÅŸ), goÅŸ (kulak), mox (beyin), pa (ayak), werg (omuz). Kürtler ile Kumzarlılar arasında hiçbir fark görmüyorum, sizi dinlediÄŸimde kültür, yemek ve konuÅŸmada birbirimize benzediÄŸimizi hissettim.”

Bu dil yakınlığı tarihî ve akademik kaynaklar tarafından da desteklenmektedir. Ünlü tarihçi Yakut el-Hamevi, “Mu’cemü’l-Buldan” kitabında Kumzarlıları “Lur ve İranlı” olarak tanımlar. Fransız dilbilimci Maxime Tabt gibi Avrupalı araÅŸtırmacılar da Kumzarca’da Arapça’da bulunmayan ancak Kürtçe ve Farsça’da mevcut olan (ê, ô, ç, p, l) gibi harflerin bulunduÄŸuna iÅŸaret ederler.

Köyün sakinlerinden Ali Abdullah şöyle d,iyorer: “127 yaşında vefat eden dedem, ben dünyaya geldiÄŸimde Kumzar’ın zaten var olduÄŸunu ve halkının bu ÅŸekilde konuÅŸtuÄŸunu söylerdi. Bence Kürtçe bize en yakın dildir.”

Kültür ve tarih: Daha derin bir ortaklık

BaÄŸlantı sadece kelimelerle sınırlı deÄŸildir. Köyün yaÅŸlı bir sakini, “nedbe” dedikleri eski bir türkü söylüyor; melodisi ve tarzı DoÄŸu Kürdistan’ın Kelhuri bölgesindeki “hore”ye çok benzer. BaÅŸka bir evde, Kumzar halkından bakırcı Ali Zeyd bize bir meÅŸk(tulum) gösterip şöyle diyor: “Bu meÅŸkedir. İçine süt koyar ve tereyağı olana kadar çalkalardık.”

Kumzarlıların tarihi tam olarak bilinmiyor, ancak kendileri tarihlerinin üç bin yıldan fazla öncesine dayandığına ve Sasani döneminde bu bölgenin onların yönetimi altında bulunduÄŸuna inanırlar. 16. ve 17. yüzyıllarda Portekizliler bölgeyi ele geçirmiÅŸ ve Khasab’da Kumzarlılar için bir kale inÅŸa etmiÅŸler; bu kale hâlâ ayakta durmakta ve tarihi bir sembol olarak korunmaktadır.

Yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bir dil

Bu kültürel ve dilsel zenginliÄŸe raÄŸmen, Kumzar ve dili büyük zorluklarla karşı karşıya. Uzaklık ve kara yolu baÄŸlantısının olmaması, köyün kızlarının lise bitirdikten sonra üniversite eÄŸitiminden mahrum kalmalarına neden olmakta. Bu kızlardan Hadice Muhammed üzüntüyle şöyle diyor: “Üniversiteye kabul edildim ama gitmedim çünkü çok uzaktı. Denizle Khasab’a, oradan uçakla Maskat’a ve sonra otobüsle üniversiteme gitmem gerekiyordu.”

Kumzarlı yazar ve araÅŸtırmacı Mekiye Hasan, dillerinin karşılaÅŸtığı tehlikelerden bahsederek, kökenlerinin Kürt olduÄŸu varsayımını uzak görmüyor: “Kürtlerin eskiden beri buraya göç ettiÄŸi varsayımı var mı? Evet derim, belki öyledir. Ancak bunu kesinlikle söyleyemem çünkü bilimsel kanıta ihtiyacımız var. Ama bir varsayım olarak, bu aksinin kanıtlanacağı zamana kadar doÄŸrudur.”

Kumzarca’yı UNESCO tarafından yok olma tehlikesi altındaki diller listesinde yer alıyor. İki uzak coÄŸrafya arasında tarihi bir köprü olan bu canlı dil, eÄŸer gerekli önem verilmezse yakın bir gelecekte Umman Denizi’nin dalgalarıyla karışıp sonsuza kadar sessizleÅŸebilir. YolculuÄŸumuz burada sona eriyor, ancak sorular ve binlerce kilometre öteden Kürtçeye çok yakın bir dille konuÅŸan insanların ÅŸaşırtıcı gerçeÄŸi, tamamlanmamış bir hikaye olarak geride kalıyor. (NA)

Geef een reactie

Je e-mailadres wordt niet gepubliceerd. Vereiste velden zijn gemarkeerd met *