- Aynur Tekin & Ege Tatlıcı
- Unvan,BBC Türkçe
- BildirdiÄŸi yerKahramanmaraÅŸ, Hatay
6 Åžubat 2023’te Türkiye, tarihinin en yıkıcı ve ölümcül felaketini yaÅŸadı.
Kahramanmaraş merkezli iki depremde, resmi verilere göre 53 binden fazla kişi hayatını kaybetti.
11 ilde ağır yıkıma neden olan depremler, 13 milyon kişinin hayatını doğrudan etkiledi.
BBC Türkçe, depremlerin ikinci yılında KahramanmaraÅŸ ve en çok yıkımın yaÅŸandığı Hatay’a gitti.
İki kentte de depremin izleri hâlâ canlı.
Her yerde inÅŸaat var.
VatandaÅŸlar “Ä°ki yıldan beri biz tozun içerisinde yaşıyoruz” diyor.
Herkes sabırsızlıkla yeni evlerine taşınmayı bekliyor.
“Küçük de olsa kendi evimize girecek olmak, günü yakınlaÅŸtığı için bile bir mutluluk veriyor” diyorlar.
Bazı orta ve az hasarlı yapı sahipleri ise binalarının rezerv alan kapsamında yıkılmasından şikayetçi, yıkıma itiraz dosyaları mahkemede.
Kayıpların acısı ise hâlâ taze.
Hayattan, tozdan, inşaatlardan bahsederken söz hep onlara geliyor: Artık olmayan torunlar, komşular, evlatlar.
‘Hedeflerimiz yok, bizimki günü kurtarmak’
Depremde 12 bin 713 kiÅŸinin can verdiÄŸi KahramanmaraÅŸ’ta enkaz kaldırma çalışmaları büyük ölçüde tamamlanmış gibi görünüyor.
Yine de şehrin bazı bölgelerinde hala yıkımına başlanmayan ağır hasarlı binalar var.
Åžehrin en iÅŸlek bölgelerinden Haydar Aliyev Bulvarı’nda konteynerlerde hizmet veren çeÅŸitli iÅŸyerleri görüyoruz.
Asıl mesleği ozalitçilik olan Aysel Üzüm, işyerinin içindeki malzemelerle birlikte enkaz altında kaldığını anlatıyor.
Şimdi abisiyle birlikte yöresel yemekler yapan bir konteyner restoran işletiyor.
“O eski yaÅŸantımız, o eski imkanlar yok ÅŸu an. Ä°ki yıldan beri biz tozun içerisinde yaşıyoruz. Elde var sıfır gibi düşünüyorum ben hayatı ÅŸu an. Çok öyle hedeflerimiz yok, bizimki günü kurtarmak” diyor.
Yeni kurduğu hayatta bir yandan da komşularının eksikliğine alışmaya çalışıyor.
“Bizim burada çoÄŸu komÅŸumuz yaÅŸamıyor artık, çoÄŸu yok, enkaz altında kaldı.”

KahramanmaraÅŸ’ın merkezi bölgelerinden OnikiÅŸubat’ta yer alan Ebrar Sitesi, depremin simge yapılarından biriydi.
Bir mahalleyi andıran site, 22 bloktan oluşuyordu.
En az 1.400 kişinin hayatını kaybettiği bu alanda, şimdi yeni konutlar yükseliyor.
6 Åžubat’ta neredeyse tamamı yerle bir olan sitede yakınlarını kaybedenlerin adalet arayışlarıysa sürüyor.

‘Kendi evimize girecek olmak mutluluk veriyor’
Depremden en çok etkilenen bölgelerden Hayrullah Mahallesi’nde ÅŸimdi iki binden fazla konut ve iÅŸyeri inÅŸa ediliyor.
Yapıların tamamı neredeyse bitmiş durumda.
Depremde evi ağır hasar alan Abdulkadir Çolak, şantiye alanını izliyor. Çok yakında yeni evine geçeceği için mutlu olduğunu söylüyor:
“Gecikmeli olarak baÅŸladı, ama hızla bitiyor. Sekiz katı dört kata düşürüyorsun, bu durumda biraz küçülmesini ben çok yadırgamıyorum.
“Küçük de olsa kendi evimize girecek olmak, günü yakınlaÅŸtığı için bile bir mutluluk veriyor. Bir maÄŸduriyet olduÄŸunu düşünmüyorum.”
Örnek yapı İMO binası yıkıldı
Çevresindeki yapıların aksine depremi hasar almadan atlatan İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) da bu bölgede yer alıyordu.
Depreme dayanıklı yapıların nasıl olması gerektiğiyle ilgili örnek olarak gösterilen İMO binası, rezerv yapı alanında kaldığı için iki ay önce yıkıldı.
KahramanmaraÅŸ Ä°nÅŸaat Mühendisleri Odası BaÅŸkanı Uygar GüneÅŸli, “Yıkılmaması için ben ve benden önceki oda baÅŸkanım da çok fazla uÄŸraÅŸ verdi. Depremde örnek teÅŸkil etti. Fakat rezerv alanı projesine uymadığı için bu ÅŸekilde bir süreç gerçekleÅŸti. Sonrasında bize de güzel bir teklifte bulunuldu, maÄŸdur edilmedik” diyor.
‘Küçük çocuklarımız tozdan dışarı çıkamıyor’
Ä°kinci durağımız, depremlerde en ağır yıkımın yaÅŸandığı Hatay. Burada 6 Åžubat’ın izleri KahramanmaraÅŸ’a göre daha belirgin.
Antakya merkezde ışıkları yanmayan çok sayıda bina görüyoruz. Yıkım, enkaz kaldırma ve yeni inşaatların neden olduğu bir toz bulutu var.
Antakya’daki tarihi Uzun Çarşı, eski günlerindeki kadar olmasa da kalabalık.
Kent merkezindeki toz bulutu çarşının içine kadar giriyor.

Konteyner kentte kalan Hatice Öz, toz nedeniyle sağlığının bozulduğunu söylüyor.
“Küçük çocuklarımız tozdan dışarı çıkamıyor. Ä°nÅŸallah saÄŸlığımıza kavuÅŸacağız. Ä°stediÄŸimiz, temennimiz tekrar Antakya’mız geri gelsin. Tekrar evlerimiz verilsin. Allah’tan baÅŸka bir ÅŸey istemiyoruz.”
Öz bir yandan da depremde kaybettiklerinin acısını yaşıyor:
“Torunumu kaybettim, yeÄŸenimi kaybettim. Torunuma çok üzülüyorum, acımız çok büyük.”
Rezerv alana neden itiraz ediliyor?
Hatay’da ÅŸimdiye dek yeniden inÅŸa edilen 40 binden fazla konut, sahiplerine teslim edildi.
Ancak yeni konutların planlandığı rezerv alanlarla ilgili itirazlar var.
Yeni yerleÅŸimlerin kurulduÄŸu rezerv alanları belirleme yetkisi Çevre, Åžehircilik ve Ä°klim DeÄŸiÅŸikliÄŸi Bakanlığı’na ait.
Eski Çevre, Åžehircilik ve Ä°klim DeÄŸiÅŸikliÄŸi Bakanı Mehmet Özhaseki, Ocak 2024’te rezerv alan içinde kalan hasarsız ve az hasarlı yapılara dokunulmayacağını söylemiÅŸti.
Ancak şu anki uygulamaya göre proje alanında kalan hasarsız ve az hasarlı evler de yıkılabiliyor. Bunların yerine yenileri yapılıyor.
Hatay Defne’deki Turunçlu Mahallesi’nde yaÅŸayan Edibe Alev’in evi rezerv alan içinde yer alıyor.

Evini boşaltması için 20 gün süre verilmiş.
İki katlı müstakil evine bakarken yıllar öncesine gidiyor ve bu evin inşaat sürecinde çektiği zorlukları hatırlıyor:
“Özel kurumlar da geldi, devlet görevlileri de geldi. Allah razı olsun. Karot aldılar, yıkılacak durumda deÄŸil dediler.
“Orta hasar belgesini aldık. Güçlendirmeye karar verdik, bir sürü para koyduk. Durun dediler burada rezerv alan var. Ellemesinler, biz kendi başımızın çaresine bakalım. Nasıl kurduysak, ne yaptıysak gene yaparız, Allah yardım eder.”
Rezerv alanda inşa edilen konutlarla ilgili bazı soru işaretleri var.
Hak sahipleri, yeni konutların metrekaresi, yeri ve ödeme planıyla ilgili somut bilgilere ulaşmak istiyor.
‘Hiçbir ÅŸey istemiyorum, yalnız evim kalsın’
78 yaşındaki Cemil Çakır’ın tek katlı müstakil evi rezerv yapı alanında. Ev, Bakanlık tarafından verilen askı koduna göre hasarsız.
Geçimini uzun yıllar terlik satarak sağlamış, sekiz yıl önce bu işi bırakmış. Şimdi huzur içinde yaşamak istiyor.

Yürütmeyi durdurma talebiyle açtığı davanın belgesini, evinin duvarına asmış.
“Ben tek başıma yaşıyorum, çocuklarımın hepsi evlendi. Hiçbir ÅŸey istemiyorum. Yalnız evim kalsın. Ben otururum yerimde. Öyle” diyor.
Antakya’da yaÅŸayan avukat Ecevit Alkan, çok sayıda hak sahibinin yıkım ve tahliye emirlerine karşı dava açtığını belirtiyor:
“Åžu anda altı idare mahkemesi var. Hepsi istikrarlı bir ÅŸekilde yürütmeyi durdurma kararı veriyor. Az ve orta hasarlı binalara güçlendirme için izin verdiler, ruhsat verdiler. Ä°nsanlar ruhsat almak ve binaları güçlendirmek için para ödediler.
“Åžimdi bu yapılar rezerv alanda kaldı. Peki o zaman bana neden ruhsat verildi? Ä°nsanlar neden borç altına sokuldu?”

‘Taşınınca rahatladım, binalar çok saÄŸlam yapılmış’
Deprem bölgesindeki 11 ilde, 500 binden fazla konut yıkıldı veya ağır hasar aldı. Şimdiye kadar 201 bin 580 konut teslim edildi.
Bu yılın sonunda bu sayının iki katına çıkarılması öngörülüyor. Ancak depremlerin vurduğu kentlerde, güvenli yapı stoğu hala yetersiz.
Depremden sonra orta hasarlı bir eve taşınan Ceyhan ailesi, küçük çaplı sarsıntılarda bile endiÅŸelendiklerini anlatıyorlar. Bu nedenle KahramanmaraÅŸ DoÄŸukent’te TOKÄ° tarafından yapılan deprem konutlarına taşınmışlar.

Sündüs Betül Ceyhan, “EÅŸim vardiyalı çalışıyor. Gece iÅŸe gittiÄŸinde ‘Gece acaba bir sıkıntı olur mu?’ diye kafamda senaryo kuruyordum. Buraya taşınınca rahatladım. Binalar çok saÄŸlam yapılmış” diyor.
Depremin üzerinden geçen iki yılda bölgedeki barınma sorunu, yeni konutlara ve işyerlerine geçişle ilgili belirsizlikler eşliğinde sürüyor.
Depremlerden etkilenen illerin eski günlerine dönmesi için mücadele devam ediyor. (BBC-T)