Başkan Mesud Barzani: Zorlukarı aşmalıyız !..

Yakûb Karademîr (Azad Şatehi) / Hewlêr

”Kürt milleti nerede olursa olsun kardeştir, aralarında hiçbir fark yoktur .. Millet olarak, birbirimizden hiçbir farkımız yoktur. Kürt milletinin arasına nifak sokanlar düşmanlardır. Kürt milletinin birlik ve beratierliğine gölge düşürecek her türlü davranışın karşısındayız,.”

Medya Güneşi: Bildiğimiz kadarıyla ekonomik durum çok kötü. Öte yandan görüştüğümüz bazı yardım kuruluşlarının tutumundan, para yardımında bulunan devletlerin de eskisi gibi olaya sıcak bakmadıkları izlenimini edindik. Bu durumu bazı küçük partiler, özellikle de İslami örgütler suistimal ediyorlar. Aynı zamanda Washington Post, bu duruma bir çözüm bulunmazsa hükümetle uzlaşma yolunu arayacağınızı yazdı. Acaba siz ne diyorsunuz?

Mesud Barzani:Ekonomik durumun çok kötü olduğu herkesçe bilinen bir gerçek. Bu da uzun yıllar süren savaş ve yıkımın sonucudur, yeni bir şey değildir. Bu kötü ekonomik durumun düzeltilmesi için de hepimize görev düşüyor, hepimizin çaba sarf etmesi gerekir. Her şeyden önce kendi öz gücümüze güvenmemiz lazım ve imkân dahilinde olanı gecikmeden yapmalıyız. Böylesi bir durumda da bu süre zarfında ayakta durmayı öğrenene kadar dış desteğe ihtiyacımız olacaktır. Şu ana kadar yapılan yardımlar, sorunumuzu çözmekten uzak kalmıştır. Şimdiye kadar yapılan yardımlar, temel gıda maddelerini karşılama düzeyinde olmuştur, sorunu düzeltmeye yetmemiştir.

İhmal olayına gelince; yönetimde olmayan, hükümette yer almayanlar, çok güzel laflar edebilirler; dünyayı tozpembe gösterebilirler. Ama ekonomik durumu herkes değerlendirebilir, tahlil edebilir. Eleştiri yapmak kolay, ama iş yapmak sanıldığı kadar kolay değildir. Hükümette yer almayan parti ve örgütlerin bu durumu suistimal edeceklerini ve kendilerine propaganda malzemesi yapacaklarını biliyoruz. Ama Kürt milletinin durumu takdir edeceğine ve sonucu bekleyeceğine inanıyoruz, güveniyoruz. Görüşme konusuna gelince, Bağdat’la görüşeceğiz demedim. Ankara’da temaslarımızı sürdürürken, Talabani ile görüştüm, Kürdistan’dan yeni gelmişti. Dolayısıyla o durumu daha iyi bilir diye “siz ne düşünüyorsunuz, Kürt halkının bu duruma daha fazla tahamülü var mı ya da sizce bu sorunun çözüm yolu nedir” diye sormuştum. O zaman da söylemiştim, şimdi de söylüyorum: Soruna çözüm bulunmazsa Kürt halkı ya ihaneti seçer ya da Bağdat’a yönelir diyorum. Bu durumun böyle devam etmesinin mümkün olmadığını açık söylüyorum; çözüm bulmak için mücadele edilmelidir diyorum.

Medya Güneşi: Yani “Bağdat’a gideceğiz” demediniz mi?

Mesud Barzani: Böyle bir görüşmeye ancak Kürdistan Parlamentosu karar verebilir, ben veremem. Kesin olarak şunu diyebilirim: Sorunun çözümü için atılan her adıma karşı biz de bir adımla karşılık vereceğiz.

Medya Güneşi:  Durum daha kötüye gidebilir ve bu ortamda halk Bağdat’la görüşmeyi tercih edebilir. Washington’dan yeni döndünüz, acaba böyle bir tercihin önüne geçecek taahhütlerde bulunuldu mu? Siz, gerekli dış yardımın yapılacağı konusunda iyimser misiniz?

Mesud Barzani: Ben bugüne kadar Kürt milletinden hakikati saklamadım. Dıştaki görüşmelerimiz sırasında ne konuşmuşsak, onu millete de söylemişim. Parlamentodaki konuşmamda; siyasi, iktisadi ve güvenlik konularında ne konuşulmuşsa dile getirdim.

Medya Güneşi:Görüşmelerde neler konuşuldu, size ne söylediler?

Mesud Barzani:  Güvenlik ve siyasi açıdan durum açık: Kürt milletini himaye edecekleri sözünü verdiler. Diktatörlüğü değil, onun demokratik alternatifini destekleyeceklerini söylediler. Irak sorunları içinde, Kürt halkının temel haklarını, Kürtlerin ilan ettikleri şekliyle destekleyeceklerini söylediler. INC (Irak Ulusal Kongresi)’yi demokratik alternatif olarak gördüklerini açıkça dile getirdiler. Ancak ekonomik açıdan net bir söz söylemediler. Şu ana kadar da bu alanda ne yapacakları belli değil.

Medya Güneşi: INC’ye 23 milyon dolarlık yardım yapılacağı söyleniyor, doğru mu? Doğruysa, Kürt halkının payına ne kadar düşüyor?

Mesud Barzani:  Yok yok, öyle değil. Aynıymış; ancak 23 değil, yeni olan 23 milyon dolarlık yardım. Daha önce de 15 milyon dolar vardı, yani toplam 38 milyon dolar yapıyor. Ancak bu yardımın ne olarak verileceği ve nasıl dağıtılacağı belli değil. Çoğunlukla yardımlar BM ve diğer yardım kuruluşları vasıtasıyla dağılıyor; onlar biliyorlar, biz bilmiyoruz. Yapılan yardım az sayılamaz, ancak sağlıklı bir şekilde dağılmıyor.

Medya Güneşi:Tahsis edilen para az sayılmaz ama gerekli yerlere ulaşmadığını söylüyorsunuz. Nedir kasıt?

Mesud Barzani:  Kasdım, yardım örgütlerinin doğrudan Kürdistan Hükümeti’yle ilişki kurmalarına ve onunla anlaşmalarına izin verilmiyor. Bu da yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaşmasını geciktiriyor veya engelliyor. Dolayısıyla adaletsizliğe yol açıyor. Örneğin geçen yıl yakıt (petrol) için 30 milyon dolar ayrılmıştı. Milletin %30’unun yakıtı olmasına rağmen bu yardım yetersiz kaldı. Oysa aynı miktarla, Kürdistan’da iki işletme tesisi açılabilirdi. Petrol da var, istedikleri an teminat da bulabilirlerdi. Üretilen petrolün arıtılması için de yerel parayla 20–24 milyonla iki arıtma tesisi kurulabilir. Böylece de Güney Kürdistan’ın bütün ihtiyacı karşılanabilirdi. Bu söz konusu örneklerin en basiti. Bir başka örnek, yağı dışarıdan alacaklarına burada kurulacak bir yağ fabrikası bütün ihtiyacı karşılayabilirdi.

MedyaGüneşi:Peki, elinize geçen yardım paralarıyla siz böyle bir girişimde bulunamaz mıydınız?

Mesud Barzani:  Gelen yardımlar BM ile diğer yardım kuruluşları tarafından dağıtıldığı için biz müdahale edemiyoruz.

Medya Güneşi: Irak’ın BM ile anlaşması ve petrol satabilmesi, sizleri ekonomik ve siyasal açıdan nasıl etkiler?

Mesud Barzani:  Eğer görüşme, anlaşmayla sonuçlanır ve petrol satılırsa, bunda Kürtlerin de payı olacaktır. Kürt halkının ihtiyacı olan petrolü de BM sağlamakla yükümlüdür. Dolayısıyla etkisi olsa da, pozitif bir etki olur.

Medya Güneşi: Böyle bir durum, Saddam’ın siyasal açıdan güçlenmesine neden olmaz mı? Yanî bu durum Kürtlerin aleyhine olmaz mı?

Mesud Barzani:  Petrolün satımından elde edilen para, BM gözetiminde dağılacak, rejimin bunda bir rolü olmayacak. Doğrudur, eğer onların eliyle dağılmış olsaydı, kötü olurdu. Ama, onların eliyle değil, BM’nin eliyle olacak.

Medya Güneşi: Peki böyle bir anlaşmaya siz muhalefet olarak itiraz edemez miydiniz ?

Mesud Barzani:  İtirazda bulunduk ama, itirazımız sonuç vermedi.

Medya Güneşi: Kürdistan’ı egemenlikleri altında bulunduran devletlerin Şam, Ankara ve Tahran toplantılarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce ne istiyorlar, amaçları nedir? Bu toplantıların Kürdistan Bölge Hükümeti’ne ne gibi zararları olabilir?

Mesud Barzani: Bu konudaki görüşlerimi açık ve net olarak bazı Arap ve Avrupa basın yayın organlarında defalarca dile getirdim. Bir daha belirteyim: Nerede olursa olsun, biz bu tür toplantılara karşıyız ve bu toplantıları mahkum ediyoruz. Çünkü bu toplantılar Irak’ın da, Kürdistan’ın da içişlerine müdahale niteliği taşımaktadır. Doğru bir tutum değil. Onlar ilkin kendi sorunlarını çözsünler, bizimle uğraşmaktan vazgeçsinler.

Medya Güneşi: İran’ın hava saldırıları ve top atışlarının amacı sizce nedir? Neden yapıyor, ne istiyor?

Mesud Barzani:  İran, muhalif grupların sınır bölgelerinde üsleri var, onlar bize yönelik operasyonlarda bulunuyorlar, biz de müdahalede bulunuyoruz diyorlar.

Medya Güneşi: Yani üslerin oradan kaldırılmasını mı istiyorlar?

Mesud Barzani:  Tabii, bunu istiyorlar.

Medya üneşi: Siz ne cevap veriyorsunuz?

Mesud Barzani: Bu konuda henüz net bir cevap vermiş değiliz.

Medya Güneşi: Hükümete yönelik bazı eleştirileriniz vardı, yani « fifti/fifti » hükümet iki başlı oldu demişsiniz, doğru mu?

Mesud Barzani:  Hayır, hayır, öyle bir şey demedim. Hükümet ortada, başbakan, parlamento başkani ve bakanlar belli. Sorun iki başlılık sorunu değil. Kastım, hükümette yer almak için, illa PDK’lı ya da YNK’lı olmak gerekmeez. Diğer partiler var, tarafsızlar var, yani iktidara tüm halkı ortak etmek lazım. Bunu demek istemiştim.

Medya Güneşi: Kürdistan’lı siyasi güçler, savaş ortamından iktidara geldiler, dolayısıyla her partinin peşmerge gücü, televizyon, radyo ve gazetesi var. Diğer demokratik ülkelerdeki gibi, bu kurumların devlete terkedilmesi ve partilerin sadece siyaset yapan kuruluşlar haline gelmesi için ne gibi önlemler aldınız?

Mesud Barzani:  Bu alanda bazı adımlar atmış bulunmaktayız. Mesela, peşmerge güçlerini birleştirdik. Yine bu yönde henüz uygulamaya koyamadığımız bazı kararlarımız var. Alınan kararların uygulamaya konulması da biraz zaman ve sabır ister.

Medya Güneşi: Ulusal önder Mustafa Barzani, mücadelesi zamanında Kürdistan’ın diğer parçalarına büyük önem veriliyordu. Bunun için de Suriye, Türkiye ve İran’da da PDK’lerin kurulmasına öncülük etti. Çünkü Kürdistan’ın ancak birlikte kurtulacağını biliyordu. Siz Kürtlerin birliğine, birlikteliğine nasıl bakıyorsunuz?

Mesud Barzani: Kürt milleti nerede olursa olsun kardeştir, aralarında hiçbir fark yoktur. Millet olarak, birbirimizden hiçbir farkımız yoktur. Kürt milletinin arasına nifak sokanlar düşmanlardır. Kürt milletinin birlik ve beraberliğine gölge düşürecek her türlü davranışın karşısındayız.

Medya Güneşi: Burayla diğer parçalar arasında bir fark var mı?

Mesud Barzani:  Biz kendimizi bir millet olarak görüyoruz.

MedyaGüneşi: Geçen yıl siz de, PKK de birbirinizle çatışmak istemediğinizi belirttiniz ama sonuçta yine çatışma çıktı?

Mesud Barzani:  Biz istemiyorduk. Eğer onlar da istemeseydi, çatışma çıkmazdı.

Medya Güneşi: Onlar da istemediklerini söylüyorlar. Yeniden böyle bir çatışmanın çıkmaması için ne gibi önlemler aldınız? Böyle bir çatışmanın çıkmaması için ne gibi önlemler aldınız? Böyle bir çatışmanın çıkmaması için hiç görüşmeleriniz oldu mu?

Mesud Barzani: Onların hükümetle anlaşmaları var. Bu anlaşmanın gereklerini yerine getirirlerse problem çıkmaz.

Medya Güneşi: Yani bir araya gelmeyi düşünüyor musunuz?

Mesud Barzani:  Sorun bir araya gelip gelmeme meselesi değil. Onlarla hükümet arasında bir anlaşma var buna riayet etmeleri lazim. Eğer bundan kaçınırlarsa tekrar problem çikabilir, yok eğer anlaşmaya bağlı kalsalar mesele kalmaz.

Medya Güneşi: Kürdistan ulusal kurtuluş hareketi, bunca parçalanmadan sonra, birlik sürecine girmiştir.  Bu süreçte Güney Kürdistan’ın durumu nedir?

Mesud Barzani:  Belirttiğiniz gibi, yeni bir sürece girmiş bulunuyoruz. Kürtler tarihte ilk defa parlamentolarının olduğunu görüyorlar, hükümet olduklarını görüyorlar. Bu da halkın gözlerini, beynini açtı. Kazanılmış olan bu mevzileri korumak hepimizin görevidir. Bu parlamentoyu, bu hükümeti korumak hepimize düşer. Eksikleri olsa da bu parlamentoyu, bu hükümeti kaybetmekten daha az önemlidir. Bu gerçeğin böyle bilinmesi lazım.

Geçmiş deneyimlerimiz de ispatladı ki, bölünmüşlük, başıbozukluk bu davaya hizmet etmez. Hareket dumura uğradığında, adeta yenilgi süreci yaşandığında, halk dağılıyor, ayrılıklar ve bölünmeler başlıyor. Zafer elde edildiğinde de herkes birbiriyle kenetleniyor, birlik oluyor. Bu, halk hareketlerinin karakteri gereğidir. Şimdi zafer ve başarı sürecini yaşıyoruz. Dolayısıyla herkes daha sağlıklı düşünüyor, dar görüşlülük yerini objektifliğe, hoşgörüye bırakıyor. Onun için siyasi partiler de şimdi daha çok birlik olma yönünde kararlar alıyorlar. Bu olumlu gelişmeler ülkenin dört bir yanında oluyor, bizde de oluyor.

Medya Güneşi: Bilindiği gibi Kuzey Kürdistan’da da cephe çalışmaları var. Aynı zamanda Kürt ulusal kurtuluş hareketinin tüm parçalarda ortak bir önderliğe kavuşması konularında ne düşünüyorsunuz?

Mesud Barzani:  Doğrusu gerçekçi olmak lazım. Biz Kürtler gönlümüzce davranır, her gönlümüzün istediğini, çevremize ve dünyamıza bakmadan, kulak asmadan yaparsak —yani tüm Kürt milletine önderlik edecek, onu temsil edecek bir örgütlenmeye gidersek— bu hakkı günümüz dünyası bize vermez. Hiç kimse bize böyle bir fırsat tanımaz, böyle bir yol vermez, çok zor olur. Bugün her parçadaki siyasi güçler, ancak kendi parçalarının sorumluluğunu üstlenebilir, ona önderlik edebilirler. Karşılıklı ilişki olabilir; birbirinin deneyimlerinden yararlanabilirler. Ama sözünü ettiğiniz gibi bir önderlik oluşturup, “Kürdistan’ın tüm parçalarına önderlik ediyoruz” diyemeyiz. Kimse de böyle bir önderliği tanımaz, yardım eden de olmaz. Kürt milleti bunu böyle bilmelidir.

Medya Güneşi: Kürdistan Bölge Hükümeti’nin kuruluşu üzerinden bir yıldan fazla süre geçti. Bu süre zarfında programınızın kaçta kaçını gerçekleştirdiniz? İleriye dönük projeleriniz nelerdir?

Mesud Barzani: Bizim görevimiz seçimlerin olmasını sağlamak, parlamentoyu oluşturmak ve hükümeti kurmaktı. Hükümetin programını, hükümetin başından sormanız lazım. Bu bizim işimiz değil, hükümetin işidir. Bizim görevimiz hükümetin kurulmasını sağlamaktı. Bugün hükümet var, başbakan var, onların çalışmalarını onlardan sorun.

Medya Güneşi: Her ne kadar hükümette yer almasanız da, hükümetin yarısını oluşturan bir siyasi partinin liderisiniz. Takdir edersiniz ki, bir ülkenin ekonomisini yardım ve bağışlarla ayakta tutmak mümkün değil. Bu kötü ekonomik durumun düzeltilmesi için ne gibi tedbirleriniz var?

Mesud Barzani:  Doğrudur, tarafsız olduğumuzu söylemedik ama yürütme erki hükümetindir ve kendi programını kendisi yapar. Her bakan kendi alanındaki işleri bilir. Genel işleyişi hepimiz biliyoruz, siz de biliyorsunuz, ama ayrıntıları ilgili bakanlıklardan öğrenmek lazım. Ekonomik durum açıktır ki çok kötü. “Şunu yaparız, bunu yaparız” demek sanıldığı gibi kolay değil. Çünkü, son iki üç yıldan beri değil, yetmiş yıldan beridir yıkım sürecini yaşıyoruz. Bu yıkım mükemmel bir programla da ancak yirmi yılda onarılabilir. Ülkemizde bu güne kadar ne bir fabrika yapılmış, ne de doğru dürüst zirai bir proje uygulanmıştır. Yani sıfırdan başlıyoruz. Yıkılmış, viraneye dönmüş bir ülkeyi yeniden inşa etmek için hem sabır, hem zaman hem de dış destek ve kredi gereklidir. Kendi başımıza fazla bir şey yapamayız.

Medya Güneşi: Peki bu açıdan Amerika, bazı Avrupa ve Arap ülkelerindeki temaslarınızın bir yararı olacağını söyleyebilir miyiz?

Mesud Barzani:  Gezimizin yararlı olacağını ümit ediyorum. Ama şu ana kadarki izlenimlerime dayanarak, sorunun kısa vadede hal olmayacağını söyleyebilirim.

Medya Güneşi: Demin belirttiğiniz gibi, peşmerge güçlerini birleştirdiniz. Bu da düzenli ordu oluşturmanın ilk adımı sayılır. Kürdistan’da diğer sanayi dalları gibi askeri sanayi de gelişmediğine göre, dış yardıma ihtiyaç olduğu kesin. Böyle bir yardım talebinde bulundunuz mu? Bulunduysanız, vaatte bulunan oldu mu?

Mesud Barzani:  Biz böyle bir talepte bulunmadık. Kimse de bize vaatte bulunmadı. İyi kötü kendi imkânlarımız var, onlarla yetinmeye çalışacağız. Teknik elemanımız, insan gücümüz ve en önemlisi de yıllar süren bir savaş deneyimimiz var; birikimimiz var ki, bunu dünyadaki hiçbir teknikle değiştirmeyiz. Yetmiş yıldan beridir sıcak savaşın içindeyiz. Ancak kimse bize kolay kolay ordulaşma fırsatı vermek istemiyor. Dolayısıyla olmayacak duaya “amin” demenin de anlamı olmaz. Sonra, silahlı mücadeleyle sonuca gitmenin olanağı da kalmadı. Çağımızda her şeyi silahla elde etmenin imkânı da kalmadı. Bugün başka silahlar da var: İnsan hakları, diplomasi, demokrasi ve siyaset silahları gibi. Bunlar diğer silahlardan daha etkilidirler. Biz Kürtler de bunlardan yararlanabiliriz.

Medya Güneşi: Ama düşman diğer silahları da kullanıyor?

Mesud Barzani:  Kuşkusuz. Bizim de, savunma amacıyla bu silahlara ihtiyacımız olacak elbette. Ama silahla sonuç almak mümkün değil diyorum.

Medya Güneşi:Amerika’da bulunduğunuz sıralarda aynı zamanda Kuzey ve Doğu Kürdistan’dan da birer heyet oradaydı. Bu bir tesadüf müydü, yoksa ABD’nin “Yeni Dünya Düzeni”nde, Kürt sorununa da yer var mı?

Mesud Barzani: Onların programı, mevcut statüko içinde yani mevcut sınırlar içerisinde sorunun çözümünü ve Kürtlere etnik kimliklerinden dolayı baskı yapılmamasını kapsıyor. Ancak diğer heyetlerin orada oluşu, tesadüf müydü değil miydi bilmiyorum. Ancak biz oradayken, HEP’ten bir heyet, Ahmet Türk ile Leyla Zana ve İran-PDK’den Mustafa Hicri (Genel Sekreter) başkanlığında bir heyet de oradaydı.

Medya Güneşi: Onların önerdiği bu program, bu çözüm yolu sizce yeterli olabilir mi?

Mesud Barzani:  Hayır, sorunu tümüyle çözmeye yetmiyor. Ama tutumlarında birkaç yıl önceye nazaran büyük bir değişme, gelişme var.

Medya Güneşi:Kürt sorununun diğer parçalarda çözümü sizce nasıl olabilir, varsa önerileriniz nelerdir?

Mesud Barzani:  Kanatimce, sorunun çözümünde silahlı mücadelenin rolü kalmamıştır. Yani silahlı mücadele, baskı ve zulme karşı insanın kendisini savunması için gereklidir. Çünkü artık sorunlar eskisi gibi askeri savaşla çözümlenemiyor. Ne mevcut hükümetler sorunu askeri zorla bastırabilirler, ne de biz askeri savaşla sonuç alabiliriz. Sorunumuza siyasal bir çözüm aramalıyız, siyasal bir çözüm bulmalıyız.

Medya Güneşi: Siz ve Talabani’nin hükümete katılma durumunuz var mı?

Mesud Barzani: Şimdilik hayır.

Medya Güneşi: Eskiden Kürdistani Cephe’nin Kürt siyasetindeki önemi büyüktü kuşkusuz. Şimdi hükümet var artık. Cephe’nin fonksiyonu nedir?

Mesud Barzani: Cephenin varlığı her zaman gereklidir. Ancak daha önceleri, cephenin sadece siyaset yapan değil, yürütme işlevi de vardı. Yani hükümetin görevini de cephe görüyordu. Şimdi hükümet var, kendi işlevini kendisi görüyor. Cephenin o işlevi kalmadı artık, siyasi işlev görüyor.

Medya Güneşi: Halen rejimin işgali altındaki toprakların, özellikle de Kerkük’ün kurtarılması için ne düşünüyorsunuz?

Mesud Barzani: Elimize fırsat geçse, olanak olsa tüm imkânlarımızı seferber ederiz. Böyle bir fırsat olmazsa o ayrı bir şey. Sonuç alamayacağımız bir maceraya girişmeyiz.

Medya Güneşi: Yani umut olsa, bu yolda silah da kullanır mısınız?

Mesud Barzani:  Evet elimizden gelse, Kürdistan’ın diğer parçalarını da kurtarırız.. Elimizden ne gelirse onu yaparız. Elimizden fazla bir şey gelmezse de, şu an elimizdeki mevzilerimizi korumakla yetiniriz.

Medya Güneşi: Irak rejiminin 25 dinarlık banknotlarını piyasadan çekmesi, malların fiyatlarının artması ve para boşluğunun doğmasına yol açtı. Bu pahalılıktan en fazla etkilenen kesim de memur, işçi ve diğer emekçiler oldu. Buna bir çare bulmak için kendiniz para basmayı düşünüyor musunuz? Ya da rejimin dünya bankalarında dondurulmuş paralarını kullanma doğrultusunda herhangi bir girişiminiz oldu mu?

Mesud Barzani:  Dünya bankalarında dondurulan paraları kullanmayı dış temaslarımız sırasında dile getirdik, ama kimse onay vermedi. Para basmak için de, basılan paranın karşılığı olması gerekir ki geçerli sayılsın. Ama bu konu halen gündemde. Şimdilik ne ben ne de bir başkası bu konuda bir şey söyleyemez. Çünkü henüz bu konuda araştırmalar devam ediyor. Çalışmalar tamamlandıktan sonra açıklama yapılacak. Para mı basarız, bir başka para birimi mi kullanırız, o zaman belli olur. Yani bu ayın sonlarına doğru belli olur. Zor ve karmaşık bir problem, çözümü zaman ister.

Medya Güneşi: ABD’nin rejimin bazı istihbarat üslerine yönelik son saldırıları, sizce de açıklanan nedenlerden dolayı mıydı, yoksa uyarı niteliğini mi taşıyor?

Mesud Barzani:  Açıklandığı gibi Bush’u öldürme girişimine misillemeydi sanırız.

Medya Güneşi: Rejimi ortadan kaldırmaya yönelik yeni bir plan söz konusu mu?

Mesud Barzani:  Somut bir şey yok.

Medya Güneşi: İran’ın saldırıları, sizler için ne dereceye kadar tehlike oluşturuyor? Saldırıların yoğunlaşma ihtimali var mı? Böyle bir durumda Washington’un tutumu ne olur?

Mesud Barzani:  Evet, bizler için söz konusu saldırılar tehlike ve tehdit oluşturmaktadır. Bu durumun böyle devam etmesine de daha fazla seyirci kalamayız. Bugün yarın konuyu görüşmek üzere bir heyetleri gelecek, belki mesele hoşlukla çözümlenir. Aksi takdirde, topraklarımızı, köylerimizi topa tutmalarını oturup seyredemeyiz. İranlı muhalif grupların sınırda üsleri var, ama bu saldırıların gerekçesi olamaz. Hava saldırısı sırasında, ABD Dışişleri’nden bir sözcü “36. paralelin kuzeyinin herkese yasak olduğunu İran bilmelidir” diye tepki gösterdi. Onun dışında bir şey demediler.

Medya Güneşi: Elimiz kolumuz bağlı duramayız demekten kastınız nedir? Misilleme yapmayı mı düşünüyorsunuz? Bu saldırıların hedefinin muhaliflerin üsleri —ki bunların başında İran-PDK’nin üsleri geliyor— olduğu söyleniyor. Yoksa diğer görüştüğümüz yetkililerin belirttiği gibi hedef Kürdistan’daki demokrasi deneyimi midir?

Mesud Barzani:  Herkes istediği gibi görüş belirtmekte serbesttir. İran, “PDK-İran’ın üsleri var, bize yönelik operasyonlar yapıyorlar, biz de misilleme hakkımızı kullanıyoruz” diyor. Ama gerekçe ne olursa olsun, söz konusu saldırıların sürmesine sessiz kalmamız mümkün değil. Biz sorunun barışçıl yoldan çözümlenmesinden yanayız. Eğer olmazsa biz de elimizden geleni yaparız. Onların top atışlarını seyredemeyiz.

Medya Güneşi:Sorun barışçıl yolla hal olmazsa ne yaparsınız?

Mesud Barzani:  Ne gerekirse onu yaparız.

Medya Güneşi: Acaba PKK’ye karşı aldığınız tutumu PDK-İ’ye karşı da alır mıydınız?

Mesud Barzani:  Söz PKK olayına gelmişken belirtelim ki, PKK’yle karşı karşıya gelmemiz, kimi çevrelerin dolaylı dolaysız belirttikleri gibi, hiç de Türkiye’nin baskısıyla olmadı. PKK bizim çalışmalarımıza, işimize müdahale etmek istedi. PKK parlamentomuzu tanımadı, hükümetimizi tanımadı ve üstüne üstlük kendilerini iktidarımızın alternatifi olarak gördüler. Bütün bunlardan dolayı onlarla karşı karşıya geldik. Eğer İran-PDK de kendisini bize karşı alternatif olarak görürse, böylesine lüzumsuz bir tutum içine girerse, onlara karşı da aynı tutumu takınırız. Ama parlamento ve kanunlarımıza riayet ederlerse, İran’la ne problemleri varsa bizi ilgilendirmez, onları ilgilendirir. PKK, Türkiye’ye karşı ne yaparsa bizim sorunumuz değil. Ama yarın da, her kim olursa olsun iç işlerimize, Bölge Hükümeti’nin işleyişine, ya da Kürdistan Parlamentosu’nun saygınlığına el uzatan olursa, bizleri karşısında bulur. Hiç kimseye bu demokratik ortama, parlamento ve Kürdistan hükümetine müdahale fırsatını vermeyiz.

Medya Güneşi, 16-31 Ağustos 1993

Geef een reactie

Je e-mailadres wordt niet gepubliceerd. Vereiste velden zijn gemarkeerd met *